Ya! Diye başlamadan kurulsun cümlelerin,
Ben kendi kendime yeterim.
Harcama zamanı, ”olmayacak “ diyen birine,
Gözlerini kapa ve seç dolu cevizi!
İç geçirmeden, kur mantıksal bağı,
Bozuk akordeon gibi, hep yanlış nota.
Çalınan bir gitar, teli kopuk,
Saklanan bestenin hayal kırıklığı,
Sonuçsuz cevap gibi, çağrısız gün.
Bedensel durgunluk ve ızdırap,
Artık yazmayacağım;
Bütün şiirlerim yetim kalacak,
Öksüz çocuklar gibi ağlayacaklar ardımdan,
Gök yüzünden yeryüzüne inecek yıldızlar,
Paramparça olacak, dağılacaklar,
Gönlümü dağlayacaklar.
Daha öncesini hatırlamak hayal,
Seven insanı bulmak düş.
Olmayacak olanı istemek tabiatımız,
Olabilirliğini özlemek şahane.
Görünmeyenin cazibesini dilemek güzel;
Sözlerimiz dumanlı, gözler berrak,
Cevapsız gecen her gün arayacağım,
Eğer istersen.
Aramam bir daha,
Alnıma yazılan sen değilsen.
Bil ki!
Sadece “Hayır” demelisin.
Hayatta kalan,
Son deniz yıldızının hikayesini;
Çöl ortasında kalan,
Eskimo’nun yüzündeki ifadeyi;
Artık,
Sonsuza dek hüzün hakim olacak,
At kendini denize,
Yüzüp çık,
Islan,
Sırılsıklam ol.
Hasta ol, yataklara düş,
Ziyaretçin olup, gelsin yanı başına,
Bir ilkbahar sabahı pencereme konan,
Sonrada sessizce uçup kaçan,
Bir serçe misali çok zarif olan,
O güzel endamına baktığım SENSİN.
Gökteki yıldızlar kadar parlak,
Kulaklarımı kapadım yaşca olgun olan sana;
Benden olsun hata; yakışır affetmek sana;
Uçmadan bedenden ben, hakkını helel et sen;
Gücenipte sözlerime, üzülüp, kırılma bana,
Hayat kısa, şiir uzun kalbi taş olan sana;
Yazacak fazla kelime yok, sözcük yokki bana
Rüzgar sessizliğini bozarak,
Dönüşüyor bir fırtınaya,
Hafiften yağan yağmur artıyor,
Yağıyor sağanak, durmamacasına.
Ufukta doğduğuna inandığım,
Görülmeyen o dolunay.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!