Ayna ben baktıkça ağla
Ayna çektiğimi anla
Ayna kızma ne olursun
Bana benim gibi bakma! ...
Bu aşkın sağı ölüm
Bu aşkın solu ölüm
Yok hiçbir çare
Bu aşkın sonu ölüm...
Bırak!
Gözlerimden, gözyaşlarım kanarcasına aksın...
Bırak!
Gönlümün yağmurları, İstanbul'un kaldırımlarına yağsın...
Sen git!
Düşünme ağlayanını...
O aç adamın, tok adama bakışıydı
İçimi böylesi acıtan...
Ve
O tok adamın,
Aç adama bakmayışıydı
Beni
Çocukken dönme dolaba binerdik...
Bu dünyada dönen dolapları bilmeden.
Güler eğlenirdik...
Gözyaşlarımızı silmeden.
Keşke hiç inmese miydik? ...
Bir yol göster, unutabilmem için seni
Ya da; Bir ışık tut, göreyim o güzel yüzünü...
Gittiğin günden beri gecelerdeyim, karanlığım
Gecelerce adını sayıkladım duymadın
Bir ışık tut, aydınlığa adım atayım...
Dağılır saçların
İki sevgiliyi ağırlamak bir yatak gibi
Alnına dökülür kahkül kahkül
Pencerenin pervazına çiseleyen yağmur gibi.
Ağır ağır geçer zaman
Hayattan vazgeçer, kaçarsan bir gün
Geride ne adın kalır ne de ün
Yarını boşver sen, bize kalan dün
Yaşamak ipliktir, ölüm kördüğüm...
Şehrimden şehrine, bitmez yollar var
Gönlümden gönlüne, sevgim varsın yar
Belki bir gün seni görürüm diye
İçimde saklanmış, sonsuz umutlar.
Ömrümü ömrüne, ekle desem az
Ben bu masanın vazosu
Sen o vazonun gülüsün.
Benim kaderim kırılmak
Senin tek derdin koklanmak...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!