Artık bıraktım peşini
İzlerine darıldım ben…
Yakmam sevda ateşini
Közlerine darıldım ben…
Aşk yolcu, hasret hancıymış,
Gayet engebeli sevdanın yolu,
Henüz erken yorulmuşuz be dayı.
Deli yüreğimiz bin yara dolu,
Vurgun yemiş vurulmuşuz be dayı…
Hevesimiz kursaklarda yel oldu,
Enkazın altında onlarca saat,
Size kim su verdi doyurdu çocuk.
Belli ki melekler gerdi kol kanat,
Kim olsa dayanmaz uyurdu çocuk...
Gizli bir el tuttu küçük bedeni,
Çepeçevre kuşattılar
Burası artık son liman
Dört bir yanım beton duvar
Esaret ölümden yaman
Git gel elli metrekare
Canım gülüm iki gözüm
Bu ne işve bu ne eda
Seninle gülmüşken yüzüm
Nerden çıktı bu elveda
Sendin kalbimin sahibi
Varlığında dünya cennet olurken
Yokluğunda hayat kıyamet değil
Senle nefes alıp senle solurken
Sensiz de yaşamak keramet değil
Hiç kafana göre sev diyemezsin
Sıfır desem değil, bir desem değil,
Etkisiz eleman, yutan eleman.
Gözümdeki değerini böyle bil,
Kendini yerlere atan eleman...
Kibirle örmüşsün özelliğini,
Gönül hayli zarar etti,
Umutsuzluğa sevkinde.
Akıl baştan firar etti,
Hasretin sonsuz şevkinde…
Öyle bir melanet ki bu,
Garip mezarları toprak yığını
Ayak belli değil baş belli değil
Bilemezsin kimin kim olduğunu
İsim belli değil yaş belli değil
Yoktur baş ucunda künyesi yazan
Bazen ayazlanır, bazen sis çöker,
Benim gecelerim, gözüm gibidir…
Derdimi paylaşır, kahrımı çeker,
Benim gecelerim, özüm gibidir…
Akşamdan dalarız, hatıralara,
Hocam elinize,yüreğinize sağlık. Çok güzel mısralar yazmışınız. Yeni çalışmalar bekliyoruz.