Ansızın düşüp kalsam dudaklarında..
Ansızın yitip gitse ömrüm..
Yaşamak...
Sevmek için oldukça uzun..
Susalım...
Gökyüzündeki tüm yıldızlar,
Dudağımızda sönmüş gibi..
Geriye kalan geceyi
Üzerimize örtelim
Mutluluktan uçtuğumuz hayallerimiz vardı.
Hepimiz yerçekiminden payımızı aldık!
Sadece Ay'ı vadedenler kazandı
Beyaz atlı lavuklar gönderiyorum her gece uykularınıza.
En mahrem rüyalarınız,
At pisliğiyle doluyordur umarım.
Başka türlü ödeşmek istemem
üstü kalsın.
Gün, eteğini sıyırıp
ıslak ve siyah gecesini bana gösterdiğinde
istenmeyen bir cenin gibi yumruklayarak
düşürüyorum kalbimi.
böyle bir dünyaya
h(P) iç bir aşk getirmek istemem
Yaramaz bir çocuğun elindeki taştan
Daha ağır olmayabilir ihanet.
Ve pencerenin ardından izlerken hayatı,
Birden cam çerçeve inebilir yüzüne.
İnsanın gözünden akan her zaman yaş olmayabilir ki.
İhanet değince,
Kapatsam da Gözlerimi, Sen Kokuyordu Hayalin
Ne Zaman Unutmak İstesem, Gelmeyip de Uykularıma
Hep Özlettin Kendini....
Sen Bendeki Senin
Sen Olduğunu Sandın Belki de...
'' Cehennemden tek vasıtayla kopup gelince ''
Geceyi ikiye böldü ayyaşlar…
Yarısı alkol…
Diğer Yarısı alkol
'' Bu karmaşıklık bir duble rakıda kopan delice bir fırtına…. ''
Ağarmayan saçlarım,
Gençliğımin teminatı değil sevgilim..
Ben senlerce sevda yaşındayım.
Ve o kadar titriyor ki ellerim, dilim...
Sana yine, yanlışlıkla, sevgilim, demişim...
‘‘ Öncesinde tek mevsimdi hayat ’’
O yazdı, bizde çocuk.
Çiçekler tanıdık renk renk.
Özlerinde çeşit çeşit insanlar.
Sonbaharı geldi sonra.
Yapraklar dökülünce korkmaya başladık.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!