Ben gurbetten yağmurlar yollarım
Dökme yaprağını solma ay gülüm
Ben gurbetten gülücükler yollarım
Islatma yanağını ağlama ay gülüm
Ben hasretinle yanarım yanma sen
Bilemediklerimi anlatıyor gözlerin
Yabancı, anlamsız ve uzak gözlerin
Sırlarını yitirmiş, bildiğim değil gözlerin
Öyle kolay mıydı yalancı oldu gözlerin
Sırılsıklam bakar, ateş gibi bakardı gözlerin
Buz kesilmiş, boş bakıyor gözlerin
Gözlerin aldı esir, saçlarında tutuklu kaldım
Ben de aşığım diyorum bunda gayrı
Aklım zayi oldu, unuttum neydi adım
Benim de namım Mecnun bundan gayrı
Feleğe çatar dururdum nedir günahım
Vakitsiz değildi bu gelişin hoş geldin
Tam zamanıydı geldin sefa bahşettin
Seni arıyordum yağmur yüklü bulutlarda
Başı dumanlı dağlarda,uzak uzak umutlarda
Gönlümden dilime bir türkü düştü
Ezgiler ayrılığı çalıyor bugün
Yüreğime inceden bir korku düştü
Ruhumu acılar kolluyor bugün
Daha dün galip çıktığım savaştan
Merhaba öğretmenim merhaba
Soylu sevdanın şeyda bülbülü,
Öğrenmenin ve öğretmenin aşığı,
Karanlığa mahkumların ışığı,
Merhaba öğretmenim merhaba
Düşmanın en zorlusuna göğüs geren
Bir rüya gördüm dün gece
Söyle diyordu hece hece
Bir yeşil vadi ya da dağ eteği
Çoşkun bir ırmak serinletiyor her yeri
Etraf yemyeşil mevsim de bahar
Havada cıvı cıvıl göçmen kuşlar
gecede bir hal var bu gece
gece sessiz ve gece kimsesiz bu gece
şimdi kimsesizler sessiz,sessizlik kimsesiz
işte tam bu saatte bu gecede
inanmazsan dinle kimsesizlerden ses yok
ve dinle sessizliğin kimsesi yok
hemen şimdi bir şiir söylemeliyim
bu saatte düşmüşsen aklıma
beynimin merkezinde senli depremler olurken
ben hemen bir şiir söylemeliyim
giderken bıraktığın izi yok etmeliyim
seni
Dört bir yanımı sardı gam ile keder
Ahvalimi sormayın haller perişan
Türküler şarkılar biri bin eder
Sazıma değmeyin teller perişan
Sözümü ağyardan sakınır oldum
neredesin...