Sen,sakin dağ göllerinin nadide NERGİZi
Sen,insan teni görmemiş karlı, güneş seven zirvelerin kardeleni
Sen,geniş otlaklarda koşan vahşi atların yelelerindeki özgürlük
Sen,yıllarca, millerce ötedeki suyu bulmuş lider dişi fildeki tecrübe
Yine gözyaşları sabah kokuyor be sevgili
Ama üşümez bilirim kurumuş güller sabahın ağır kokusunda
Boynuna bir atkı alıyor yağlı ip misali
Ve yerine umutlarını asıyor idam sehpasına
Yorgun bir adam yollarda yine
Ceplerinde elleri aklında geri verdiği emanet mutluluklar
Neden aşkın, sevginin kanıtı yoktur bilirmisiniz dostlar,
Kanıtlarsanız onu sevdiğinizi bilir, oysa siz onu Sevdiğinize inanmasını istersiniz,
BU YÜZDEN AŞK TANRISALDIR,
Aşıksınızdır ve size sorarlar hani aşk varmı nerde Göstersene diye siz bilirsiniz aşk vardır ama Anlatamasınız etrafınızdakilere
İNANMAK ve HİSSETMEK gereklidir,
Bir şarkının notalarında vuruldum yine
Ve kansız yığıldım yokluğunun ayak uçlarına
Gözlerin istanbul kadar uzak bana
Artık anam yok artık ekmek içi çığneyecek
El oyası tülbentlere saracak yaralarımı
Gelmiyor artık,
Demek takadı yok melek kanatlarında...
Gittin ya
Söküp içimden kokunu,
Alsaydınya yanına senle dolu istanbulu
Nefretimle dolu heybende yermi yoktu
Yoksa yükmü olurdu,
vakitsiz can çekişen bu aşkın kıyısında
bir gece daha öpüp sensizliği dudaklarından
uzandım kedime bile ayrı düştüğüm yatağıma
şimdi ne güzel olurdu uyuyabilmek sen kokan bir yerlerde
ama korkuyorum
senden kaçarken bir ücrada uyuyakalmaktan
Senli duygular yüklü bir gemi kalkar çığlık çığlığa ayrılık limanına rotalı,
O an şiirler gider ve ben kalırım sensizlikle göz göze
Yalnızlığa biriktirdiğim sevdalar çıkar bir bir ceplerimden
Sen arkana bakmadan kaçarken şiirlerimsiz gecelerine
Bir serseri boğulur yine düş denizlerinde..
Hayalleri soydum başucuma koydum been bir şiiir uydduurduum
dumaa dumaa dumm…
Ben çıktım..
Nasıl bir oyundu ki oynadığımız seninle,
Hep kör kaldık ebelere.
Ve hiç açılmayan o kapının önünde bekledik
Bizki vebalı hayatları büyücülere bağladık hep çaresizce
Susarak küfrettik dilsizlerin bağırtılarına
Aradık zambak tarlalarının aşk kokan rengini
Bize sunulaN çorak topraklarında onların
Ve mektupsuz eski aşıklar olduk evvel zamanlarda
yine gecenin en serseri yanı sensiz
yine gecenin en tatlımmmmm yanı bensiz
aşka karanlık bu şehirde her yağmur kendine ağlarmış be sevdiğim
ama kimbilir belki sızar ağlayan yağmurlarım bensizlikte kapattığın gözlerine
ve gece yarısı akreple yelkovan seviştiğinde
gelmiştir yine susmanın ağlamaktan zor olduğu saatler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!