Dil-i mahzun diye
Gülşen-i bülbül susmuş,
Bir bad-ı sabah gibi
Mahbûbun yüzü solmuş
Navefa bir sevgilinin uğruna
Binlerce mah yüzlü maşuklar
Knidos toprak üstü
simetri taş örtü
aman kazmayın
anforalarda mutsuzluk gözüktü
Knidos toprağı insana aşık
Akşamın tülleri indiğinde Beşiktaş’a
bakkal Agop Ağa’nın üzümlerini seyrederek büyüdük biz
uzun küfenin kenarına özenle dizdiği
aralarına mum yakıp aydınlattığı iri taneli
karanlıkta mercan renkli
mum ışığında her biri bir elma şekeri
İşte geldim gene
Merhaba,
Selamın hello hepinize,
Bir gün daha katlayın koyun cebinize.
En güzel anınız olsun şimdi,
Yediveren güllerinin ilk açımı gözlerin
papatya masumiyetinde kirpiklerin
çağla yeşili gözlerin
ve ismimi söyleyişin
rolünü iyi ezberleyememiş
acemi tiyatrocu gibi
Kalamış'ta ağız tadıyla denize girildiği zamanlar
Süreyya Plajı'ndaki üstü kubbeli yuvarlak taş kameliye
henüz denizin içinde küçücük bir ada
beyefendinin mesleğine göre hesap alındığı devirlerde
içkili Hamdi'nin gazinosunda
Soğuk karlı kış geceleri, İstanbul,
Kanlıca,
ahşap konağın tek odasında,
Fransız arslan pençeli seramik
pembe odun sobası yanar,
Gerze'nin bir köyünde akşam vakti
gözlerim denize kilitli
ışıklı kalp şeklinde ilçenin iskelesiyle mendireği
gün dinlenmeye çekildiğinde
rüzgar esiyor
O yıllarda İstanbul'da bir veba salgını olmuştu,
Öyle ki günde birkaç yüz kişinin ölümü
Bütün evleri mateme boğmuştu.
Bu afet karşısında toplananlar,
Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri'ne baş vurmuştu:
Datça'ya birisi bir kitaplık kurdu,
Bütün kitaplarını oraya koydu.
Datça'da artık kitap arkadaşlığı başladı
Bu işe insanlar alışacaktı.
Bir gazete insanı reklamlarına kadar okusanız üç saat oyalar,
Bir kitaplıkta istediğiniz her tür kitap var.
radyo yayını bir müddet önce kaldırılmıştır.
Ben Mehmet Akif Tiryaki. SI
iirlerimi Enis Fosforoglu radyodan seslendiriyor.
Cuma gunleri radyo programina sizleri de bekliyorum.
Saat 14.30 da 100.8 de Enis Fosforoglu ile birlikte.