GÜNEŞ YÜZLÜ KADIN
Ağlardım çığlık fırtınalarında
yapayalnız kucağında kör karanlığın
ışık olup gözlerime güldürdün beni,
Bedenim paramparça kan içinde
Bir ayrılık ağıtıydı
sabahımızı karartarak teslim alan,
Gök yere kapanmıştı
çekip gitmişti parlaklığı renklerin
ıslak ve külrengi bir bir zemindi
geçen gecelerden geriye kalan...
GECEME KONUK OLMA
Sözün öyle ağır geldi ki
canımın içi
Sandım dağ devrildi üstüme,
Oysa ben bilerek
-yine sana geldim ulu mevlana
aşk ile dönende anla kalbimi-
Girdim mabedine aşk ile üryan
Önünde eğilip ölmeye geldim
Kanayan gönlüme bir nebze derman
Sen gittin...
Yavaş yavaş süzüldü
gözlerime kurşundan ağırlık
ılık ılık bir uyku sardı gövdemi
düştü başım masaya yumuşacık...
Sen gittin...
Fırtına
ve dağlar gibi dalgalar,
Bekler kıyıda
bakışları ufka çivilenmiş
yüreklerinde umut kırıntılarıyla
gözleri yaşlı kadınlar...
14 yaşımda tutuldum sana
Ayın ondördü gibi aydınlatırdın
tomurcuk gözlerime
arap harfleriyle çöreklendirilen
ebedi geceleri
Bir kızıl yıldızdın göklerinde
Boykot ettin yine beni
Bırakıp gittin elimi
Sele verdin gözlerimi
Esen yelden ıslanırsın
İnançsızlık işin oldu
Gün kapıyı çalmaz oldu
düş yürütmez geceler kaldırımlarda
barikatlar kuruldu yollarımıza
ve duvar diplerinde çürüdü zaman...
Ne bir iz kaldı o günlerden
Ve kış bastırır yüreğini
yanan yaz ortasında
külrengi bir donukluk çöker gözlerine
sevdalı sular yitirir içinde berraklığını
nehirler buz tutar
kurur otlar, çiçekler




-
Nazlı Nalçacı
Tüm YorumlarİYİ OLUR HERKEZE UYGULANIRSA..........