Son ucunda karanlığın
Bir yıldızın en ucundan tutmuşum
Aşağısı belirsiz karanlık
Düşsem mi yoksa gelecek var mı?
Beni bekleyen biri var mı bütün sevgisiyle?
Benimle bütünleşen
Bir kız var yakınımda sevdiğimi bilmeyen
Bir kız var yolun diğer tarafında
Geçmeye çalışıyorum geçemiyorum
Söylemek istediklerim var
Düğüm oluyor hislerim çözemiyorum
Bir kız var gözlerinin derinliğinde kayboluyor gözlerim,
Dün gece masallara yağdı karlarım
Kaf dağında yapa yalnızım
Rüzgarlarım savurdu saçlarını karanlığın
Kutup kızıllığında sana aşığım
Marjinal duygularım
Ve tüm renkleri gözlerimde baharın
İstanbulluyum ben
İstanbullu
Kösele bir ayakkabı ayağımda
Sırtımda eski bir ceket
Ara sıra ekmek atıyorum martılara
Muşambadan bir baraka belki
Zamanım doldu
Ama hala umutluyum
Son birkaç senesi belki hayatımın
Hiç ölmeyecekmişim gibi
Sanki yeni doğmuş bir bebek gibi hissediyorum
Kendi etrafında dönen bir topaç gibi
Her şey eskisi gibi değil
Gözlerimdeki yaş bile
Güneş artık bir başka doğuyor
İnsanlar iki yüzlü
Savurgan bir sonbahar gecesi daha önce hiç görmediğim
Yapraklardaki yalancı hüzün
Yine bu akşam ağlar yalnızlığım
Yine ağlar
Hiç durmaz kanayan yarası
Sözler hafif gelir tartısına yalnızlığın
Bir iç çekimi kadar kısa süren hayatta
Nefes tutmuş bekler yalnızlık
Yine aşık oldum
Siyahlar beyaza çalıyor bu akşam
Gece gündüz arası acayip bir gündeyim
Aşkım sıvamış yalnızlığı
Saniyeler saatte bir atıyor
Hayale çeyrek var
Aydınlıklara sığındım
Gölgemde bıraktım sandım yalnızlığımı
Gecem aydınlanınca anladım
Gözlerim her gün uzaklaştı sevgiden
ve dudaklarım dudakları özledi
Aynada öptüm kendimi kaç kez
Şu an geçmişte kaldı
Sonsuz bir hayat
vaat etmişti gençliğim
Yalandı yılları yaşamak
Ağlamak, üzülmek
Sevinmek yalandı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!