Meçhule Yazılmış Yanık Bir Ses
Palamut ağacı gibi duruyordu yüreğim,
Senin yokluğuna kök salar gibi ağır ve sessiz…
Menteşe gıcırtısı kadar eski bir sızı vardı içimde,
Her gece kapım açılacakmış gibi umutlu ve ürkek.
Aşk yağmuru değmişti bir zaman yüzüme,
Şimdi taşyollar kadar meçhul bir suskunluk taşıyorum.
Ben, gönlüne gelmiş tanrı misafiriydim o vakitler,
Buz saçağı gibi titreyen bir bekleyişle…
Kerpiç evlerin gölgesinde kaldı adımlarımız,
Bir put gibi duran tel dolapta saklı anılar,
Sarı buğday başakları gibi olgunlaşmadan kırılan.
Söylenmemiş binlerce cümlem kaldı sana.
Patika yolların merteği yıpranmış,
çakıl taşları bile aşınmış senden geçe geçe
ama içimde hâlâ yaylanın soğuk rüzgârı esiyor,
Hâlâ köpürüyor adın bir deniz gibi,
Hâlâ sığınacak tek yerimsin susarken bile…
Bil ki…
Ben bu meçhulün içinde bile seni bulan
tek yolumu,
tek duamı
senin gözlerine saklayan kadınım.
Kayıt Tarihi : 22.11.2025 12:34:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Adınız gibi mısralarınız bu diyarlarda serpilsin inşallah. İlhamınız, kelamınız bol ve kuvvetli olsun inşallah.
TÜM YORUMLAR (1)