En karanlık gölgem düştü geceye.
Yorgun, ıssız…
Kaldırım taşlarında gördüm yüzümü
Yüzüm bin parça.
Rüyasızdı uykular.
Ama yürümek İstanbul sokaklarında
Rüya görmekti aynı zamanda.
İstanbul rüya şehrimdi rüyasız gecelerimde.
Martı kanatları Ay’a değerdi.
Yağmur sulardı topraklarımı.
Bildiğim türküler gelirdi karşı kıyıdan;
Gelir yüreğime konardı.
Gitmezdi yüreğimden, kulaklarımdan.
İstanbul anlardı beni;
İstanbul ağlardı bana gece yarısı.
Kaldırımlarda gördüm yüzümü.
Yüzüm bin parça.
Her gün başka yüzüm.
Ama sesim çıkmaz İstanbul’a;
İstanbul’a kızamam.
İstanbul anlar beni, yormaz.
Martı kanatlarını verir yanıma,
Salar uykulara…
En karanlık gölgem düşer geceye.
Gölgem yorgun, ıssız gölgem.
Gölgem susar geceleri, sessiz çığlıklar atar.
Gölgemi dinler İstanbul.
Gölgemi bekler.
Sever İstanbul gölgemi
İstanbul’u sevdiğim gibi…
Gidemem buralardan, rüyasız uykulara yatsam da.
Bu şehirden gidemem.
En iyi bildiğim ‘gitmek’tir her zaman
Ama gidemem İstanbul’dan.
Martı kanadı yok başka şehirde;
Ay’ın büyüsü yok.
Kaldırımlarda yüzüm yok başka yerlerde;
İstanbul'suz gölgem yok…
Kayıt Tarihi : 22.4.2005 23:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kimi asla ayrılamaz
Yüklenmişim
Bir arabalı güvertesinde unuttuğum
Çeyrek asırlık hasretini.
Ver elini İstanbul! ..
Tebrik ve başarılar
Ahmet Zekai Yıldız
Bu şiirde İstanbul sevgisi çok güzel anlatılmış.Tebrikler.
Sanki bana da bağırıyordu.
Kutluyorum.
TÜM YORUMLAR (9)