Nice burçlar Güneş için pervane olmuş dönüyor
Güneş Dünya için yanmış da yanıyor
Ay senin için sana şavk tutuyor
Yoksa yıldızlarda mı sana göz kırpıyor?
Mavi küre gelin endamıyla salınıyor.
Güneş tutuşmuş ta sineyi bağrından kavruluyor
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Şiirde ram oluş var... Saygıyla kutluyorum.
Seyre çıkmış tüm yıldızlar
Kendinden geçmişte bunlar.
Deli, divane olmuş da döner.
Nasıl bir sevda ki kendi içinde gizemi saklar.
Guzel dizeler, tebrikler.....Saygilarimla....Suayip Resadoglu
Çok mükemmel bir şiir efendim yüreğinizi ve kaleminizi kutluyorum.
yüreğinize sağlık, hocam...saygılar
Mavi küre çok hoş- ustat çağrıya ses vermiş- sesin var olsun-kalem daim olsun- hep yücelerde seyr et - kutlarım..
Hep dünyadan bakıp yıldızlar, ay, güneş üzerine şiir yazılacak değil ya... Bir de yukarıdan 'mavi küre' ye bakıp, yazmak gerek.
kaleminize sağlık sayın Bilal Özcan...
Şahane bir anlatım,tebrik ederim, Muhterem kardeşim, Sağol varol. Yaradan bazı kullarına farklı özellikler vrmiş, sizde onlardan biri siniz, şiir işte böyle yazılmalı. Herşey gönlünüzce olsun.Sevgiler..
oktay çöteli-Elazığ
Çok tatlı bir anlatım :)
Mavi küre gelin endamıyla salınıyor.
Güneş tutuşmuş ta sineyi bağrından kavruluyor
Ay şekilden, şekle girip kur ediyor
Dünya bir ona, bir buna göz kırpıyor.
Kutlarım, çok güzel bir benzetme, sanki insanın uzaktan seyredesi gelir gibi.
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta