Ruhumda derin bir yaradır şimdi
İdrak etmeyişim güzelliğini.
Dilimde acı bir nârâdır şimdi
Çağrılar geliyor minarelerden
Yer ve gök inliyor kurtuluş diye.
Çığlıklar sızıyor viranelerden
Koyu bir bağnazlık sızıyor nehre,
Türbeler sustu mu, ölüm ne vakit?
Birden değişiverdi çehre
'İstiklâl' diyorlar, gece bir garip!
Bu sesler gündüze ulaşacak mı?
Kalsam mı burada tenimi verip!
Bu yağmur ıslattı şakaklarımı
Kaldırımların mı şu sefil çocuk
Zabıtalar vurdu sokaklarımı
Bu şehir o eski şa'şaada mı?
O şehir, kayıp mı insanlık gibi?
Bu cami, sessiz bir intifada mı?
Dalgalar vuruyor sahillerime
Neden kan akıyor paçalarımdan?
Niçin bu anarşi, bu isyan kime?
İstanbul, 'istanbul' değilmiş meğer,
Aynada saklıymış riyakâr yüzü!
Onu sevmek nasıl bir ömre değer!
Bu parklar bahçeler istanbul değil,
Bir tarih böyle mi yazılmalıydı!
Dil yavan, lehçeler istanbul değil
Kokusu duyulur tüm umutların,
Aşıklar aşk ile yoğrulurlarmış(!)
Dünü aratıyor bugünkü yarın..
Bana felsefeyi benimsetmeyin
Tarihi bırakın avuçlarıma,
İstanbul bu değil, ısrar etmeyin...!
Kayıt Tarihi : 8.5.2006 18:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'Bana felsefeyi benimsetmeyin
Tarihi bırakın avuçlarıma,
İstanbul bu değil, ısrar etmeyin...!'
her köşesi ayrı cennet, görülmeye değer
sevgilerimle
TÜM YORUMLAR (3)