Şu hayat elimizden uçtu uçacak kuştu
Şükür ki payımıza göklerden yağan düştü
Kimi nankör bakıştı kimi taşla kalkıştı
Şükür ki payımıza bulgurla soğan düştü
Öldürmez çoğunu hastalık yara
Ümidi bitiren düşer mezara
Kederin bedeli olmuş kaç para
Mesela al desem alacak mısın
İnsanı öldüren aslında huyu
Evimize çok güneş girsin diye
Duvar yıkıp açıverdik pencere
Çok hava dolsun diye içeriye
Emekleri saçıverdik pencere
Bu hayat hikayesi kaç kısım kaç perdedir
Sahneler içiçedir finalde kim nerdedir
Bir görünen alem var bir de sorguda beyin
Hakikat aşikarken insan buna perdedir
Elin dediğine bakma
Ne serbestsin ne de derdest
Olur olmaz yere akma
Ne bir pestsin ne de serdest
Eşe dosta sitem yakma
Gecenin bir yarısı uykum kaçtı doğruldum
Karanlıkta kendimi hasta perişan buldum
Bir el uyandırmazsa uykuda kalan kuldum
Ah reklamlar reklamlar eşe dosta selamlar
Yıkılmıştır dünyamda eski enlem boylamlar
Güne bak gelmiş midir saatler dolmuş mudur?
Telaşla bakan gözler yoksa yorulmuş mudur?
Sözün hükmünü sorma çekip gitme faslında
Vedalar kısa olsun tekrarlar solmuş mudur?
Bu hüzünler bilmem hangi akşamdan
Konuşmaz pencere sırdaş odamdan
Gözlerine konan müptela gamdan
Ne leylersin leyle sabaha kadar
Bizi terk ediyor bir bir fasıllar
Sen de rüzgara doğru tutup boşalt heybeni
Çekilmez deyip hızla tüm gönlünden sil beni
Unutamam neylersin çaresiz kaldım heyhat
Aklından çıkar dersin zülfü, gamzeyi, beni
Cümleler çiğneriz şeker sakızdan
Balon patlatırız hep bir ağızdan
Yürürsek düşeriz anormal hızdan
Herkesin dilinde sakarlığımız
Yiğidin ayranı kendine ayran
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!