Sone, deneme, nesir ve hatta kısa öyküleri, "şiir" sanan bir güruh var! Kimisi okuduğu yazıda konu bütünlüğünü yakalayamaz, kimisi okuduğunun ne olduğunu bilmez! Kimisi de sözcükleri altalta sıralamayı şiir sanır.
Sone, deneme, nesir ve hatta kısa öyküleri geçtik, imge nedir diye sorsan, satır aralarına saklanmış gizli özne demeden öteye geçmeyecek. Ne var ki, bir başkasının yazdığı Sone, deneme, nesir ve hatta kısa öykülere öyle yorumlar yapar ki, sanirsın edebiyat profesörüdür!
Tıpkı benim türünü söylemeyeceğim "ADONİA" başlıklı yazıma bilgiçlik taslayarak saçmalamaları gibi!
Ve yine sorsan şiire yorum yaptım diyecek. Ama edebiyatçı olarak şiirin yorumlanmayacağını, sadece tahlil edileceğini bilemez!
BİL İSTEDİM
Senin şefkatin,
dünyadaki en güvenli limanımdı benim için sevdiğim.
Ne zaman sığınacak bir liman arasam,
şefkatli kolların,
Başkalarına ait beylik lafları paylaşarak, kendini değiştiremiyorsan, karşıdaki insanı değiştirmen mümkün değil. Çünkü o sözlerin hiçbiri senin ruhunu yansıtmıyor! Kendisine ait olmayan sözlerle, başkasına öğüt verip yol göstermeye çalışanlara, bizim oralarda; "el şeyi ile gerdeğe girme!" derler. Bu yüzden, kendi karakterini yansıtan bir sözün varsa soyle duyalım, dinleyelim. Kendi karakterini yansıtan bir sözün yok ise, sus da seni birşey sansınlar!
Çıtırcık,
can yakmak ne kadar kötü birseymiş değil mi?
Yakarsan canımı,
tam da böyle yakarım canını!
Yok dedim, olmadı.
Hayır dedim,
Haram sevgiye doymuş olmalıydı
insan
kendini kaybedecek kadar sevmemeli diyordu
belli ki
yaşamın çirkin yüzünü umursamıyor
gönül çelmeyi öğreniyordu
İnsanın hep aynı noktadan darbe alması ne acıdır üstelik de en çok sevdiği tarafından!
Giden de değişir kalan da değişir.
Bu yüzden hiçbir şey noktalandığı
yerden başlamaz!
DENİZLİ AYDIN
Horoz diyarındaki horoz ötsün gün aysın
Sen beni öyle sev ki varsın herkes kıskansın
Aşka kör bakan nadan yatağından uyansın
Muğla Afyon Manisa aydın bile kıskansın
İnsan kendini kaybedecek kadar sevmemeliymiş, öğrendim.
Şimdi gel yada gelme, sen bilirsin...
O eski ben yok artık.
Kendimi kaybedecek kadar sevmeyi unuturum, demiyorum.
Ama bundan sonra, kimseyi kaybetmekten korkacak kadar sevmem, BİLİYORUMDMK.
Oysa ben, sadece kendimi değil, herşeyimi kaybedecek kadar severim.
https://youtu.be/liSwz73JbmE?si=ccI4RIXQeXvREcaK
AYAZ ne kadar GÜVEN'ilir olmuş ki, geri dönüşler başlamış. Gönlü bol. Yazıklar olsun demekten başka ne yapabiliriz?