Dayanmak çok zor!
Günler kırk ya da elli,
Bana ancak şiirler ve seccadem teselli.
Dayanmak çok zor!
Her yerde ayrı bir rezillik.
Eni iki selam; biri sağa biri sola.
Boyu, sahih bir secde uzunluğunda.
Bir secde ki; baş ile ayaklar aynı hizada.
Bir secde ki; bir ucu kâbe'de bir ucu fizanda.
Günlerim sahile vuruyor, gecelerim ayıp.
Ellerin kalbimde atıyor, gözlerin kayıp.
Bir minare huşusunda yükselsem göklere;
Hep seni arasa gözlerim, güzelliğin emare.
Anlat hocam! Neden buradayız?
Niçin hep sen konuşursun da biz susarız?
Anlat hocam! Nereden geldin, nerelisin?
Bu karmaşada nasılda çabucak silindin.
Gözlerimde hep aynı manzara,
İçi kanlı, altında mordan bir hilâl.
Ellerim, sözlerim, tenim artık bir başka,
Gözlerim, bari sen aynı kal.
Genelde gecenin alnında,
Bazen denizin üstünde uzayan.
Eskiden Nasrettin hocanın kuyusunda,
Baktığımda yârin gözlerine ışıktan.
Bir sonbahar öğleninde dolaşırken İstanbul'u,
Ve binbir hayalle yatıştırırken ruhumu.
Bir de baktım ki saate, ikindi yaklaşıyor;
Beni kötülüklerden neyh eden, benden uzaklaşıyor!
Hızlı adımlarla yürürken caddede,
Gözlerimle de bir minare arıyordum, ama nerde!
Günlerden cumartesi aylardan ocaktı,
Kışı reddetmişti o gün, hava sıcaktı.
Ben ve babam otururken ikili koltukta,
Berin geldi birden, yer buldu aramızda.
Bir müddet ayaklarını salladı ileri geri,
Sonra açtı iri gözlerini ve bana şöyle dedi;
Bir dost ki; sanki aynamdan mütezahir,
Gönülden zengin fakat, mantıktan fakir!
Birini bulsam hani bir ömürlük;
Tebessümü yürekten, bileziği altından.
Birini bulsam hani ta ki ölümlük;
Beni benden anlayan, beni bana anlatan.
Ve hiç bırakmasam saçlarını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!