Mavi gözlerinden gelir gibi gözlerimin i ...

ey karşısında vecitli saatler yaşadığım eski dost
ne zaman dertlerime kulak verecek
ne zaman kafamdakilere makes olacaksın
fikirler uçuşan ateş böcekleri misali
onlarcası hafızaya doğru kalkınca
bir toz yığını haline geliyorsun

yazabilsem benim de özgürlüğüm olacak
belki yaşadığımı
ve yaşamaya layık olduğumu hissedeceğim
bu zavallı satırların hiçbir okuyucusu olmasa bile
denize atılan bir şişe onlar
belki dalgalar asırlarca sonra
aşina bir ele tevdi edecek onları

bu bir davet
sevgi daveti
isterdim ki kelimeler
güller
menekşeler
çiçek çiçek eşiğine yağsın
isterdim ki
kelimeler yıldız yıldız aydınlatsın odanı
sönen gözlerimin
bütün aydınlığı kıvılcımlaşsın onlarda
kelimeler buseleşsin ve güvercinler gibi
kuğular gibi
kırlangıçlar gibi uçsun sana

krizantemler bir mevsimlik
kelimeler paros mermerinden daha ebedi
ama ben
ne onlarla bir türbe kurmak istiyorum
ne bir heykel yapmak
aşkın en azametlisi
bir dakika yaşamaya değer mi diyeceksiniz
doğru
yalnız seni ebedileştirdiği ölçüde
evet...

ey dost
kızmakta haklıydın
sözlerim belki hışmına layıktı
iltifatlarım seni çılgına döndürmüş olabilir
o mavi gözlerinin derinliğine
neden düştüğümü anlamıyorsun
belki de bu şaşkınlık
bu hırçınlığın sebebi

ey…erguvanlar içinde doğan istanbul güzeli
kaçkardan esip gelen yel
ey mavi gözlü kadın
seni seviyorum
keşke inanabilsen
senin sevgin
kehkeşanlara kadar uzayan bir sevgi
hem de ruh gibi
ebedi
ve ölümsüz

düşünüyorum da
el değmemiş mayasını koklar gibi ekmeğin
dudağıma değseydin
ilk heyecan gibi
ilk adımı böyle atabilseydim

keşke bütün kıyılar
bütün denizler
yelelerine ışık takıp yakamozların
hırçın dalgalar olup önüne gelseydi
dokunsaydı kumsaldaki ayak izlerine
köpüklerinden duvarlar örseydim
mavi sevdama saklasaydım gözlerini
sahil yolunun üstünde
ne güzelsin diyebilseydim
bin kere daha

ki bileyim hiçbir destanda bugüne kadar
neden anılmadığını adının
ilk ışıkları düşerken üstüme güneşin
mavi gözlerinden gelir gibi gözlerimin içine
kaç kez aynada yüzüme baktım
sen varsın diye
denizin soğuk suları
ıslak sahil
bir bardak çay içimi kadar sıcak
sonrası büyülü

şafak kızılın da
akşam alacasında
dünde hayallerim saklı kaldı
artık hiç bir şeyi takmayacağım kafama
ne havanın soğuğunu
ne de sıcağını
tek bir dileğim var senden
hala seviyor musun
yoksa…
söyleyeceksen şimdi söyle
başka hiçbir zaman
söyleme

redfer