Ey âşık kendine gel, bak bâd-ı sâbâ geldi.
Yarin kokusu geldi, gör sana sâfâ geldi.
Sana selâm göndermiş, duy sana nidâ geldi.
Gündüze döndü gecen, bak sana ziyâ geldi.
Âşık yâre bend olmuş, o yar bir hûri handan.
Aşk ile tutuşan! Ben hem deli dîvâneyem.
Aşka olalı esir, çaresiz biçâreyem.
Aldı aklımı baştan, öyle ki mestâneyem.
Yâri arayalı ben, mekansız âvâreyem.
Revâ mıdır ey yârim ciğerimi dağlatman.
İlâhi âlemde âşık olanlar,
Aldığı dersinde ezber olmalı.
Dili sühandene layık olanlar.
Nutk-u ârif gibi cevher olmalı.
Şair, şaireden eş'ar umulmaz.
İlâhi sırra âşinâ âşıkanlar kaildir.
Sıdk-ı sebat üzre olan, can vuslata kabildir.
Bir âriften dersin alan, aşk yolunda kâmildir.
Mürşitsiz âşıkım diyen, aşktan nâdan câhildir.
Olunmalıdır cânâna, mecnun-u müptelâde.
Bâde-i aşk şevk oldu, oldum Sultan'a muhtaç.
Aşk-ı İlâhî benim, eylerim başıma taç.
Bir âb-ı hevâdır aşk, bulmuştur bizde revaç.
Düş ki göresin aşkı, aşk hasta kalbe ilaç.
Kardeş Kalemler;
Dini hakir gören münkîr-i câhil.
Kendinden habersiz, dini ne bilsin?
Yola getiremez bunları ehil.
Bu günüden nâdan, dünü ne bilsin?
Sefâhat adını koymuşlar âlem.
Bir mahbûba âşık olan, mahbûbun dilinden söyler.
Mâşuktan almışsa irşad, manevi ilimden söyler.
Yar uğruna seyyah olan, yarinin ilinden söyler.
Aşk sırrına vâkıf olan, dilden değil özden söyler.
Lezzeti alan Vahdet'ten, geçer maldan ve şöhretten,
Bir ders almak için vardım hocaya,
Ben beş harf öğrendim, toplamı Zümrüt.
Râyihâ o vermiş güle goncaya,
Karşımda gördüm bir gerdanı zümrüt.
Sanırsın ki has bahçenin sümbülü,
Girmek ister gönül yârin bağına,
Bağbancı girme der, gül ağlar bana,
Başım alıp gitsem tâ kaf dağına,
Bilmem ki yar ne der? El ağlar bana.
Yârin cemâlini görmedim bir an,
Uyarak nefsinin sesine eyvah! Hemen aldandın,
Boşuna heder ettin kendini boşuna yandın,
Ne yazık ki uydun o şeytana heyhat ki kandın,
Sen kendini aşık sanarak yandığını sandın.
Aşık olan ah vah eder gülmenin vakti değil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!