Kalemde mürekkep olduğu sürece…
Sana yazmaya devam edeceğim…
Bu can bu yürekte kaldığı sürece…
Seni sevmeye devam edeceğim…
Kalem olsun, tahtadan olsun fark etmez.
Marmara’da iş benim işçi benim.,
Ergene’de çeltik, pirinç benim.
İstanbul’da şehir, Sakarya’da yazı
Trakya’da ayçiçeği, Bursa’da yeşil benim.
Ege’de efe benim, zeybek benim.
Sevgi halayının başıyım ben,
En güzel duygulardayım ben,
Var oluş sebebim, kulum ben,
Gayrısı neme lazım, buyum işte,
İlk göz ağrısı, ilk umudum ben.
Dalında ermeyen meyveyim ben,
Pınarında süzülen iki damlayım,
Tatlı dillerinin özüyüm ben,
Kara özlerinin bebeğiyim, güzel annem…
Bitmeyen hasretin özlemiyim ben…
Kalp vardır sevmeye,
Umut vardır geleceğe,
Buram buram yiğitliğe,
İtibarım canadır oğul…
Lahavle çekmek de var,
Dünyaya gelmeyi ben istemedim…
Büyümek istedim, büyüyemedim…
Evde çocuk, sokakta küçük kaldım…
Çocukluğun çilesini çocuğa sorun…
Okul yolunda tuzaklar, cazibeler…
Emanet aldım seni hakk’tan.
Zeytin dânesi kara gözlerin.
Gönlümü zemheride ısıtan,
İklim iklim buğulu gözlerin.
Hani edalı nazın, bakışın?
Sen gittin ya gözümün önünden
İki lokma ekmeğin peşinden
Ağır gelmeye başladı gün günden
Adını kimler koymuş fakirlik?
Çocuklar bir’den dört olmuş.
Senden can bulup, sana tâbi olmak var,
Analığın fıtratında doğurmak var…
Ananın ak sütü gibi helallik var,
Analın fıtratında emzirmek var…
Arkasından koşmak üstünü temizlemek,
Beni sevdiğini söylüyorsun,
Hayatımı zından ediyorsun.
Seninle olmak güzel diyorsun,
Mahkûm hayatı yaşatıyorsun…
Sıcak bir çorba pişiriyorsun,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!