Karasal iklimimden sesleniyor bendeniz:
Nerede yankı, hani yağmur hani benziniz?
Çehresinde tüm bulutlar, sanki Karadeniz…
Çorak toprağıma bir damla, var mı izniniz?
Yadırgama beni, sertliğim Anadolu’dan…
Hadi söyle; düşüncelerin ne kadar özgür?
Özdür; seni toprak misali kendine çeken.
Sen; ölmeyecek gibi toprağa umut eken…
Durdukça körelen, okudukça gelişen tür:
Bedenin ve ruhun Tanrı’ya inandıkça hür…
Yaratılış sırrıdır; her şeyi böl ikiye:
Eşittir; acunda, kitapta, ölü diriye…
İleri gitmek için istedim; ilm-i Ledün…
“Dur!” dedi O Büyük Ses: “Haddin değildir bugün!”
…
Şu nefsim ölse, dönse içi boş bir deriye!
Tarifsiz dinginliği yırtan bir emir: Hak’tan...
Uçsuz bucaksız bir evren ve sonsuz bir boşluk…
Kalplere bir his düşer o karanlıkta; aktan…
Gelir dördüncü cemre; ay evresi ve hoşluk…
Bir olmadan beden ve ruh yaşanmış tüm zaman.
Tüm dilleri bir araya getirsem,
güneşi önüme ışık etsem,
volkanlar patlasa donuk bakışlarıma,
okyanusları doldursam ciğerlerime,
yine de sönmez içimdeki sevda ateşi!
Yanarım: Kurt gibi ulurum ardından!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!