Bir söz vardı dilimin ucunda,
Yutkundum, içime çektim,
Düğüm oldu, taş gibi oturdu göğsüme.
Kime anlatsam derdimi,
Tabiatın sesleri şarkı söyler göğüslerde,
Kuşlar kanat çırpar, çiçekler açar gözlerde.
Bulutlar sallanır, rüzgar eser saçlarda,
Uyanır içimde bir sevgi, bir umut coşkusuyla.
Yüzsüzleşiyorsun,
soğuk bir sabahın ilk ışıklarında,
kendi gölgenle hesaplaşırken,
gözlerin derin bir kuyu,
Zaman,
bir yudum su gibi,
aktı gitti parmaklarımın arasından,
durdum, baktım geriye,
Her şey değişir de,
bir o kalır hep aynı.
Ne bekler bizi yolun sonunda,
ne ararız geçmişin izinde...
Zaman karıştı, hayat bir labirent oldu,
Yıldızlar kayboldu, güneş solgun bir yüzle doğdu.
Karanlık yüreklerde umut azaldı, sevgi tükendi,
İnsanlar kavgaya daldı, barış rüzgarı dinledi.
Yapraklar sararıp dökülürken,
mevsim bahar mı kış mı bilmez.
Bir rüzgar eser içimden,
her şey yerli yerinde ama ben eksik.
Gün ağırır, ben uyur kalırım,
Ne sabah bilir beni, ne akşam.
Zamansızım;
Güneş doğsa ne çıkar, batmış olsa ne fayda,
Gecenin soğuk nefesinde titrer,
Bir çocuğun hayali, masum ve saf,
Yıldızlara yazılmış bir şiir gibi,
Zifiri karanlıkta yankı bulur.
Gözlerimde saklı tüm umutlar,
Gül dikensiz olmaz derler,
Bizimki kaktüs, baştan aşağı diken.
Ne yana dönsem, batıyor içime,
Sevdamın kabusu, uykusuz geceler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!