Siyah beyaz bir kent burası
Eskiden kalma, zamandan haberi yok
Yağmur yağıyor kara taşlı topraklara
İnsanlar evlerine kapanmış
Sanki seneler uzun zamandan beri asılı kalmış
Koparılmamış sanki takvim yaprakları
Oturdum denizin karşısına
Bir sigara yaktım
Canım sıkıldı
Dalgaları saymaya başladım
Bir, iki, üç, dört...
Bitmek bilmedi dalgalar
Sustum
Ağzımı açmayacağım artık
Konuşsam boş
Çaresizim
Ve belki susturuldum
Onca darbe alıp
Onca zamandan sonra
İşte kalemi aldim yine elime
Ama bu defa ne bıyıklarım duruyor ne saçlarıma karışmış sakallarım
Üstelik bir sevda da yok gönlümü harbe tutuşturan
Bir açlık furyasıdır yazmaya, aklıma gelen ilk satırları
Bir atilla ilhan ardından
Gündüzün son çırpınışı kağıdın üstünde
Belli belirsiz
Kafamın içindekileri anlatmaya çabalayışım gibi
Miladı çoktan dolmuş dizelerin kalemden dökülüşü
'Ben'li bir şiir kurmak istemiyorum
Seni sevmek ulviyetinin tesirindeyim
Benden öte aşık yok
Senden öte sevgili
Cebimde taşıdığım sözcüklerim vardı
Hepsini de yitirdim
Özümüz sözümüz birdir bizim
Dert ile gam ile günümüz bizim
Bakalım n'olacak sonumuz bizim
Mevlam sonumuzu sen hayır eyle
____________
Bir gün daha karıştı geçmişe
Mazi defterine bir sayfa daha eklendi
Hiç istenmediği halde aldı yerini
Hiç istemediğim halde ağlattı yine beni
...........
Bendeki sensizliğe yas tuttum yine kendimce
Sevgi mi soyut, keder mi somut
Geceler gündüzlere büründü
Gündüzler gecelere..
Kaç zaman geçti sen gittiğinden bu yana
Kaç gün geçti sessiz, sensiz
Bütün renklerim öldü
Geriye kalanları da kendim sildim
Üstünü karaladım
Jiletle kazıdım
Gri tonlardayım şimdi
Gökyüzü ise bütün karamsarlığa inat mavi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!