'İşte benim mevsimim' dedi
Onayladım
Yitik düşler bu zamanda yaşanıyor işte
Bir bir döküyor yapraklarını akıl sayfalarım
Gitti
Neyim varsa akıldan yana
Aldı ve gitti
Üstelik bu sefer temelli
Karanlık çöktüğünde yanan ışıklar kadar suni gündüzler
Hep sabittir
Her gece bu saatlerde sarhoş olurum
Güzel bir müzik önce
Şöyle adamı içlendiren, derinlere götüren
Sonrasında bir kaç kadeh
Şarkılara eşlik ederekten
Kapattım şehrin ışıklarını erinmeden bir bir
Zaten sönmek üzereydiler
Güçleri kalmamıştı bir türlü gündüzü bulmayan ömrümü yalandan aydınlatmaya
İşte bu yüzden
Onlar kaybetmeden bütün güçlerini
Ben söndürdüm
Yitip gitmişliğin içinden kurtulamadık
Bir ip lazımdı bize tutunacak
Ya da bir ışık yolumuzu aydınlatacak
Bulamadık
Tarifsizler sınıfına koyduk kendimizi
Başkalarında mana aradık
Bütün şehirler aynırdır sanıyordum.
Oysa nasıl da hesap etmemişim her birinin bir anatomisi olduğunu
Ve bir rivayeti, bir aşkı, hüznü, bir seni...
Yaşanmışlıktan saydım her yaşanılacağı,
Muhakkak yaşayan olmuştur bunca zaman.
Şiir mi yazmak lazım şimdi
Alt alta dizmeli miyim mısraları
Birde kafiyeli olacak, öyle mi
Yok daha neler
Seni düşünmek istemezken
Boş bir sigara paketi masamda
Sabahın dördündeyim
Gün karanlık
Yalnızlığın kokusu iyiden iyiye yayılmış durumda
Çay kalmadı evde, demleyecek
Şarapla idare ediyorum
Ne zaman güne başlasam 'Keşke yağmur yağsa' derim
Bilirim o vakit ağladığım anlaşılmaz
Bilirim ki ağlamanın en rahat olduğu mevsimdir
Dökülür gözlerimden yaşlar, kimse farkına varmaz
Ve yağmur yağıyor şimdi kente
Yandan çarıklı edebiyatıyla
Karşımda
Bir ayna görüntüsü
Ağzıma ökenmekte üstüne yok
Dinlemekten aciz
Biraz beni andırıyor ama ben değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!