Benim lafım eşkere(*) kimseden esirgemem,
Edebimden susarım, kırıcı şeyler demem.
On düşünür bir söyler, sözümü geri yemem.
Sanmayın ki suskunum, kıl dolaşmaz dilime,
Ucca ucca(*) yürürüm, dimdirek(*) menzilime.
Güneş vursun eritsin, kırgınlık artık bitsin,
Aşkımızı sil baştan küllerinden diriltsin.
İster versin yâd ele, ister kendi büyütsün,
Kayarken ellerinden ağıt yaksın ağlasın,
İster çalıp aynasın, ister kara bağlasın.
Korkar oldum bir çift kelam etmeye
Haber desem, öt der belki utanmaz.
Zamanı yok çiğneyerek yutmaya
Obur desem, yut der belki utanmaz.
Gizli gizli iş çevirdin zuladan
Hani söz vermiştin güneş doğmadan
Şaşıp gelecektin yâr nerde kaldın?
Harlanan sevdama yağmur yağmadan
Pişip gelecektin yâr nerde kaldın?
Bırakmam diyordun tutuğun eli
Kimi düğün yapar kimisi yasta,
Aldırmaz kulları yol alır dünya.
Kimi sefa sürer kimiyse hasta,
Güldürmez kulları yol alır dünya.
Gücü halktan alıp halkı ezeni,
Servetine servet katıp taşıran,
Adam belli değil kul belli değil.
Ne bulduysa haram helal aşıran,
Başlar belli değil kol belli değil.
Oğlan iş arıyor kızlara iş yok,
İslam sancağını taşıyan sensin
Yürü be Mehmet’im kim tutar seni.
Huşuyla Dinini yaşayan sensin
Yürü be Mehmet’im kim tutar seni.
Gururla göğsünü ger de görsünler
Sarmaşık dolanmış gülün boynuna
Çelmeye yüzüm yok nasıl çeleyim.
Açsan kucağını alsan koynuna
Gelmeye yüzüm yok nasıl geleyim.
İlkbahar sonbahar, yaz ve kışında,
Haydi, bana izah et, bütün bu olanları,
Dost kılıklı düşmanlar fırıl fırıl dönerken.
Yuvayı aydınlatan mumlar tek tek sönerken,
Sen nasıl göremezsin, yalanı dolanları.
Uyanmanın tam vakti, yarın geç olabilir,
Dün dediğin bugününü tutmuyor
Hiç yüzün de kızarmıyor yalancı
İnan kimse senin kadar atmıyor
Hiç yüzün de kızarmıyor yalancı
Sen de bir yolcusun değilsin hancı
seninle olsam da seni özlerim..sözünüzün üzerine söz söylemek mi? ..özlenen olmanız dileğimle..