Madımak Şiiri - Yorumlar

Mehmet Çobanoğlu
2566

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Oy madımak vah madımak!
Dövüne,dövüne sende ağla,
Sivas’ta yaktılar barışımızı…
Seni,beni, otuzyedi bedeni.

Ey Ay yansın,Güneş sönesin,
Duyan,duymayanlar gelsin;

Tamamını Oku
  • Mehmet Safi Sarı
    Mehmet Safi Sarı 02.08.2009 - 16:59

    Ben bu yobazların yaptığına cehalet diyemeyeceğim.Çünkü çıkarları gereği bu katliamı yapmaları gerekti.Mesele daha evvel de yaptıkları gibi halkları karşıkarşıya getirmek.Onları birbirine kırdırmak.Bu amaçlarına genelde muvaffak oldular da....Ne yazık ki çok saf ve cahil bir milletiz.Yani cahil yüzdemiz hayli fazla.Çok çabuk dolmuşa bineriz.Öyle olmasak zaten bu durumda olmazdık.İşte halkın bu yanını bilen uyanık yobazlar;ortalığı karıştırıp aradan çekilirler.Onlara bir şey olmaz.Tıpkı bir kimyasal birleşimdeki katalizör gibidirler.Ortalığı birbirine katıp,kendileri sağlam çıkarlar....Ama halk yavaş yavaş uyanıyor...Onları yaktıkları ateşte yakacaklar birgün....Uzak değil................
    .................................
    Halkım nerde kaldı bütün yeminler
    Sırtından vuranı tez unutursun
    Allah'tan revâ mı bunca yiğitler
    Denizde boğulup karaya vursun

    Sorsan sözde imanlılar-dinliler
    Halktan yana nefretliler-kinliler
    Ortaçağdan örümcek beyinliler
    Sivas'ta canları yakıp kavursun

    Göktepe'yi döverek öldürdüler
    Aksoy'a, Üçok'a tuzak kurdular
    Turan Dursun'u kahpece vurdular
    Katilleri bilen varsa buyursun

    Bitmemeli aydınların kavgası
    Kapanmadan Uğur Mumcu yarası
    Hani ne oldu ''Susurluk Davası''
    Varsın o da orda küllenedursun
    .......................
    ...................selamlarımla

    Cevap Yaz
  • Umut Umut
    Umut Umut 04.07.2009 - 09:13

    O kara günü dün gibi hatırlıyorum.Bunu yapanların İnsan olabileceğini düşünmüyor ve kınıyorum.duyarlı yüreğinizi kutlar Paylaşımınız için çok teşekkür ederim........saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Alirıza Aslan
    Alirıza Aslan 02.07.2009 - 21:37


    37 canı sıvatsa yakan ve işbirlikçilerini lanetliyorum evet onlar yüreklerimizde
    Güneşe gömüldüler

    Duyarlı yüreğinizi kutluyorum duygusal şiirinizi beğeniyle okudum paylaşımınıza teşekkürler
    Sevgi saygılar

    Cevap Yaz
  • Şerafettin Muş
    Şerafettin Muş 02.07.2009 - 19:32

    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    İki temmuzda sivasda madımak otelindeyiz
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala
    Bu utancı göğsümüzde taşıyan birer deliyiz
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    Karanlıkların kıralı bak sivasa temeli attı
    Namuslu aydınlarımı sivasta ateşte yaktı
    Cehaletin bacasından utancın külleri kalktı
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    Ağzına susturucu takılan şu sorumlular
    Ne tarih affeder bunu nede yakılan insanlar
    Madalya diye göğsünde bu utancı taşıyanlar
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    Dürülmüştü defterleri görüldükleri yerde
    Dost Şeref’im şu insanlık ucuzlamış perakende
    Yan yattı demokrasimiz insan hakları nerede
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    30/06/2009
    Dost Şeref


    BU GÜZEL ŞİİRİ PAYLAŞIMIN İÇİN TEŞEKÜR EDERİM ELİNE SAĞLIK ÜSTAD SAYGILARIMLA

    Cevap Yaz
  • Ayşe Yarman Öztekin
    Ayşe Yarman Öztekin 02.07.2009 - 19:27

    Unutulamaz bir kara lekedir.
    Hüznü, yüreklerde derindedir.

    Cevap Yaz
  • Talat Özgen
    Talat Özgen 02.07.2009 - 17:31

    Sayin Cobanoglu bir yere kacmak yok,bu memleket bizim,hepimizin.Yakilan bedenler özgürlügün selaleri olacakdir,onlar kendi kazdigi cukura kendileri düsecektir.Eserinizi kutlarim haddim olmadan müsadenizle dün yazdigim ' Özgürlügün Selaleleri ' adli siirimi eklemek istiyorum.Basariniz daim olsun,esen kalin,sevgi ve saygi ile Talat Özgen

    Özgürlügün Selaleleri

    Ben varsam var o
    Ben yoksam yok o
    Yokmu ki su düsünce
    Bilemem nelere gebe

    Bir fikir atar ortaya
    Kendiside inanir sonra
    Cik cikabilirsen icinden
    Kurtulmak zordur esaretinden

    Masum görünür
    Nice ocaklar söndürmüstür
    Insanligin en büyük silahi
    Özler iken orta cagi

    Celiskilerle dolu
    Soramassin bir soru
    Süphesi bile tehlikeli
    Tutmassan eger dilini

    Adin cikar kafire
    Idam edilmissindir coktan beyinlerde
    Ates ile yakilan bedenler
    Olurlar özgürlüge selaleler

    (Berlin,01.07.2009)


    Talat Özgen



    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

    Cevap Yaz
  • Mehmed Sarı
    Mehmed Sarı 02.07.2009 - 15:46

    Memonun yüreği coştu ha coştu
    Acılarla yanıp göklere uçtu....Yüreğinize salık Memhmet kardeş...


    36 MEŞALE
    Yanar oylum oylum yüreklerimiz
    Her biriniz
    birer hançer gibi saplandınız
    iğrenç göğsüne karanlığın.

    Serdi ortaya ışıklı gözleriniz
    Tarihin
    en eski, en derin
    delhizlerinde palazlanan
    cardın suratını yobazlığın.

    Yukseldi göklere
    birer kanlı bayrak gibi
    ölümsüz anılarınız,
    Her biriniz dostlar
    birer güneşisiniz
    sökün edip gelen aydınlığın.


    Mehmet Sarı

    Cevap Yaz
  • Haydar Bibinoğlu
    Haydar Bibinoğlu 02.07.2009 - 13:54

    Madımak Oteli Katliamının üzerinden 16 yıl geçti. Katliamcıların zihniyeti yönetiyor bizi şimdi. Neden? Bir olmayı başardılar çünkü. Ve çünkü bizim bir olmayı başaramamamız güç verdi onlara. Demokratik güçlerin birliğini sağlayamadığımız için ipleri ellerine verdik. Bölük pörçük güçlere inanmıyor halk. Doğruyu bilmek yetmiyor dostum. Doğruyu uzlaşmalarda örgütleyemeyince sonuca varılamaz. 68 ve 78 kuşakları şimdi nerede? Kimisi dincilerin, kimisi liberallerin, kimisi ırkçılık ve etnikçiliğin kuyruğunda at sineği gibi yaşamakta... Kimisi sefilliğin, seviyesizliği (lümpen) kıskacında... Kimisi alkolün pençesine bırakmış umutlarını. İyi niyetli olanlarsa küçük örgütlerin ya da dar grupların penceresinden birbirlerine parmak sallamakta hâlâ… Birileri ideolojiyi dogmalaştırmış, birileri yayılmacılığın yörüngesinde pervane...

    Ülke ve dünya koşullarını göz ardı etmeden; dünyaya, emek penceresinden bakmamız gerektiğini de unutmadan; asgari ortaklıklarda örgütlenmenin kaçınılmaz olduğunu unutmamalıyız. Böylesi bir örgütlenme eylemini, TBMM'ne taşımak için özverili davranışlar geliştirmek de koşuldur. Bu anlayışı Meclise taşıyacak trene binmekten kaçınmamalıyız. Bu trendeki yolculuk, sonsuza dek sürmeyecek elbette. Ne zaman inilmesi gerektiğini de iyi hesaplamak gerekir. Ya da bu treni, gerçek bir emekçi trenine dönüştürme yolları bulunmalı. O zaman, inmek zorunda da kalınmayacaktır. Devrim şehitlerinin yıldönümlerini beklemek, hiçbir şeyi çözmeyecektir. O şehitlerin açtığı yolun ucunu bırakmamalıyız. Ve daha iyi araçlar bulmalıyız aydınlatmak için.
    *******
    Ben de Madımak katliamını işleyen bir şiir yazmak istedim yıllarca. Korkularım yüzünden yazamadım. Korkum, hoyrat güçlere ilişkin değil elbet... Yakışır bir şiir yazamamaktan korktum hep. Bu korkumu yendiğimde, yazacağım mutlaka.

    Yüreğin ve kalemin susmasın.

    Cevap Yaz
  • Muzeyyen Baskir
    Muzeyyen Baskir 02.07.2009 - 12:37

    İNSANLIK AYBI NEDENİR.....

    SİVAS KATLİAMI....



    SİVAS MADIMAK OLAYI

    2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 Alevi yazar, ozan ve aydının ve iki otel çalışanının yakılarak hayatlarını kaybetmesi, oteli ateşe verenlerden de ikisinin de ölmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir.


    Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında etkinliklerin bir bölümünün de Pir Sultan Abdal’ın sazının çalındığı Sivas şehir merkezinde yapılması öngörülmüştü. Bu kapsamda pek çok aydının yanı sıra Aziz Nesin bu etkinlik nedeniyle dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak bu kente gelmişti.

    2 Temmuz 1993 günü organize biçimde öğle saatlerinde Paşa ve Meydan camilerinde çıkan gruplar önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne ulaşarak, bir gün önce dikilen anıtı kısmen tahrip etti. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.

    Hızını alamayan ve sayısı yaklaşık 10.000'e ulaşan grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000'e yaklaştı. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı bunun sonucunda taşlanarak camları kırılan Madımak oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan aydınlardan, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen,Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin,merdiven trabzasındaki görevli tarafından darp edilip,merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan azgın kalabalığa doğru itildiği dönemin özel televizyonları tarafından belgelendi.Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç edilmekten araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.

    Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Yine olaylar sırasında Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edildi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.


    YARGI SÜRECİ

    Olaydan bir gün sonra 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190'a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124'ü hakkında 'laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma' suçlamasıyla dava açıldı,[1] geri kalanlar serbest bırakıldı. Kamuoyunda Sivas Davası olarak bilinen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994'te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15'er yıl, 3 sanık hakkında 10'ar yıl, 54 sanık hakkında 3'er yıl, 6 sanık hakkında 2'şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi.

    Müdahil avukatlar, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını 'taraflı, hukuka ve adalete aykırı' olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi katliamın 'Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye yönelik olduğunu' belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı.

    28 Kasım 1997'de açıklanan kararda, 33 sanık Türk Ceza Yasası'nın 146/1 maddesine göre idama[2] ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına[1] mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998'de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usül noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999 tarihinde usül eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.[1]

    Sanıkların avukatlığını Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan üstlendi ve bakanlığı sırasında onları hapishanede ziyaret etti.[3]

    Geçen bu zaman zarfı içerisinde sanık sayısı tahliyelerle 33'e düştü.[3] Olayın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak[1] ve Yargıtay'ın 1997'deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık ise halen yakalanamamıştır.[3]

    Sivas Davası İstiklal Mahkemeleri sonrasında, tek bir davada, bu kadar çok idam cezasının verildiği ilk davadır.


    HATATINI KAYBEDENLER

    Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı
    Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
    Gülender Akça - 25 yaşında
    Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazar
    Ahmet Alan - 22 yaşında
    Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci
    Sehergül Ateş - 30 yaşında
    Behçet Aysan - 44 yaşında, şair
    Erdal Ayrancı - 35 yaşında
    Asım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazar
    Belkıs Çakır - 18 yaşında
    Serpil Canik - 19 yaşında
    Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör
    Nesimi Çimen - 67 yaşında, şair, sanatçı, üç telli curanın son ustası
    Carina Cuanna - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
    Serkan Doğan - 19 yaşında
    Hasret Gültekin - 23 yaşında şair, sanatçı, şelpe tekniğinin önderi
    Murat Güneş,Murat Gündüz - 22 yaşında
    Gülsüm Karababa -22 yaşında
    Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair
    Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist
    Koray Kaya - 12 yaşında
    Menekşe Kaya - 17 yaşında
    Handan Metin - 20 yaşında
    Sait Metin - 23 yaşında
    Huriye Özkan - 22 yaşında
    Yeşim Özkan - 20 yaşında
    Ahmet Öztürk - 21 yaşında
    Ahmet Özyurt - 21 yaşında
    Nurcan Şahin - 18 yaşında
    Özlem Şahin - 17 yaşında
    Asuman Sivri - 16 yaşında
    Yasemin Sivri - 19 yaşında
    Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı
    İnci Türk - 22 yaşında
    Kenan Yılmaz - 21 yaşında


    KATLİAM ÜZERİNE ŞİİR VE BESTELENEN ŞARKILAR,TÜRKÜLER...

    Edip Akbayram, Türküler Yanmaz
    Ozan Emekçi, Sivas Ağıdı
    Sunay Akın, Kova Kaleci
    Grup Yorum, Sivas (Gün Tutuşur)
    Mahzuni Şerif, Sivas Dramı
    Zülfü Livaneli, Yangın Yeri
    Demirhan Baylan, Bildiğin Şeyler (Yangın)
    Almora, Güneşin Ozanları
    Radical Noise, Çığlık
    Akın Eldes, Madımak
    Moğollar, Issızlığın Ortasında
    Antisilence, Died On 2nd Of July
    Aşık Gülabi, Sivas Madımakta Canlar
    Metin - Kemal Kahraman, Renklerde Yaşamak
    Ferhat Tunç, Kızılırmak Boylarında Bir Şehir
    Serhad Raşa, Ey Felek


    MÜZEYYEN BAŞKIR








    Cevap Yaz
  • Sinan Karakaş
    Sinan Karakaş 02.07.2009 - 12:30

    Madem insanız, insan olmanın onuru insan olduğunu ve diğer insanlarla eşit olduğunu kabullenen her insanın taşıması ve koruması gerekir, birbirimize dinimiz,dilimiz ,ülkümüz ve milliyetimiz ne olursa olsun saygı duymamız şarttır. Eğer insanız diyorsak. Her kes kendini hangi kimlikle nitelendiriyorsa o kimlikle kabullenilmelidir. Ancak hiç bir kimse de kendi kimliğini diğer insanları yok kabul etme, ve hakaret amaçlı kullanma hakkına veya haksızlığına da sahip değildir. Hiç bir insanin, ırkın veya dinin diğer insanlardan birini,n veya bir kaçının hayat hakkına kast etme hakkı yoktur olamaz ve olmamalıdır. Yaratanın yaratılışla verdiği hakkı her kes eşit bir şekilde kullanma hakkına sahiptir. Hiç bir gurup, cemaat, tarikat, mezhep din veya birlikteliklere özel haklar verilmez ve verilmemelidir. Bu bağlanda kim kime adı sana birkikteliği ne olursa olsun bir hak gaspına girişmişse bu başbağlar da olabilir bu sivas da olab,lir bu dünyanın her hangi bir noktasında da olabilir elbette kınanmalı ve lanetlenmelidir. Kınamayan ve lanetlemeyenlerin önce insanlıklarından sonrada bağlı olduğu birlikteliğinden şüphe duymak gerekir. Tebrik ediyor ve çalışmanızı kutlıyorum.Selam ve Saygılarımla

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta