Sesine hasretim...
Ninnidir sözlerin...
Aynasıdır...
Dinlediğim...
Ağıldayan derelerin...
Bana...
Geri verir...
Küs olduğum...
Uykumu...
Yani...
Boşa değildir...
Arada bir aramam...
Ama bazen...
Ödüm kopar...
Senin...
Çağıldayan sesinden...
Korkarım...
Fırtına deresinin...
Derin öfkesinden...
Vazgeçemem...
Yine de...
Suyun...
Taşı parçalayan...
Her kelimesinden...
Taş durur...
Suskundur...
Söyler söyleyeceğini
Su...
Ve çekip gider...
Ama...
Sen gitme...
Kal...
Sesine hasretim...
Yüreğimin...
Orta yerinde...
Senin...
Adın yazar...
Gel etme...
Madem...
Koydun...
Parmak izini...
Gitme...
15-16,06,07
Trabzon - Rize
Kayıt Tarihi : 18.6.2007 18:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hani; bazen, yüreğinize misafir gelen, birden sahibi olur ya, bin yıl önce dikilmiş ağacın... Aklı yoktur sevdanın... Gün gelir... Rampada, ilerlemek için arka tekere koyduğunuz taş; dönüşte, ananızın gözünde yaştır.... Sevenin sevdasında... Kaybedilen... Ne taştır... Ne de... Göğüs ucunuzda ağlayan baş...
![Ersen Beyazıt Özer](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/06/18/madem-koydun-parmak-izini.jpg)
bin yıl önce dikilmiş ağacın... tanımlaması da harika.Kalemine sağlık.
KEYİFLE OKUDUM.
SAYGILARIMLA
TÜM YORUMLAR (27)