Şimdi bir kadavra gibisin yalnızlık.
Eter kokuları döndürür başımı bir yandan
Kötü kokuyor artık evim
Lavabomda birikmiş bulaşıklar
Balkonumda, askerler gibi dizilmiş boş şarap şişeleri
İçimden irin gibi akıyor gözlerin
Vita yağı kutularına dikilmiş sardunyalarımız vardı bizim
Herbiri yürüyen bir masal obur tavuklarımız
ve naftalin kokardı yorganımız,yastığımız
Annem..
Sen gittiğinden beri, bir ben yaşıyor bende
köpek gibi yalnız,köpek gibi arsız..
Suskunluklar denizi kadar hürüm
Bir martı çığlığına hapsediyorum yüreğimi
Bir daha sevmesin,bir daha üzülmesin diye
Öyle bir kilit asmalıyım ki üzerine
Asırlarca açılmamalı
Öyle bir kuyuya atmalıyım ki kimse bulamamalı.
Anahtar pas içinde
Ay perişan
Sen misin kadehimin içine
yıldızlarla karışan?
Kilit maymuncuk ister
Vakit hızla ilerlemek
Yıldızları attım bu gece demliğime
Pek bir parlak oldu bu gece çayım
Gel bebek,otur şöyle yanıma
Ben senin hiç görmediğin anan olayım
Yumuk yumuk ellerini dola boynuma
Ama sakın, sakın ola ağlama
Fırından yeni çıkmış bir somun ekmeği ikiye bölerken
Ölüyü diriltir o ekmeğin buğusu
Hele birde aybaşından fazla uzak değilsen
biraz peynir,birkaç zeytin
sonra bir demlik tavşan kanı çay
yaşadığımın farkına varmak için yeter.
Gece yarım..
Gündüz eksik..
Bir tepsi yıldız sunuyorum sana.
Kör bir bıçakla parçaladım kalp kapımı.
Yine mihenkle yanıp,soyunuyorum sana.
Gece yarım...
Bir kazma kürek lazım şimdi bana
O öldü.
Ölüm,emanet bir elbise gibi durdu üzerinde.
Ne kefen derdindeyim ne helva kavurmanın
Boş satırlar
Boş sayfalar
ve boş hayatlar
Bir boşluk ki anlatılmaz
Bir boşluk ki doldurulmaz
Ne eksik ne de fazla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!