Her sabah,
Bir öykü sürüklenir kimliksizliğimden
Bedenime sarılı bir ırmak
Asar beni geceye,
Tufandayım,
Mavi bir kış aralar gözkapaklarımı,
Kalbimin Dileği
İçimde sana gelme isteği
Birlikte gezebilmek bir yerleri
Elele tutuşabilmek belki
Belki ziyaret edebilmek hayvanat bahçelerini
Denizden esen bir rüzgar Kederli davullar çalıyor kulağımda,
Eğilmiş bir zorba zehirli kuyulardan içtiğimiz su bu olmamalıydı
yüzü koyun hücredeyiz, eskimiş mazbatam hazırlanmış kirli ellerde,
Çürümüş bir ceviz içindeyiz halen,
Halen böylesine bir dünyaya Cengizhan olmak zamanımıdır,
Aklıma değdikçe
Şehrin gürültülerini kulaklarına
Kama yapmış adamlar
Yırtılan erguvan ağaçları yeniden açar,
Lanetli kışlara
Ankalar çekilse,
Uzandım güneşin kıyılarına vakit çok geç…
Uyandım gecenin kör bir vaktinde
Kör bir akrep soktu düşlerimi,
Tutundum bir güvercin kanadı umutlara,
Yağız atlar yığıldı yangın soluklarıma…
Valizleri hazırlayın kaçıyoruz………
Valizleri hazırlayın
Elbiselerinizi de
Ha unutmadan..pusatlarınızı da alın..
Çok yemek yeyip ağır olmayın
Bir hüzün nehri akar gözlerimin altından
Kabilin murdar baltasından çıkmış ölüler mezar ararken düşlerimde
Can evimde morg, hakikat ağzıma bırakılan sessiz çığlık.
Savaştıkça sakallarımıza erken düşen kar
Kibirli yalnızlığın penceresinden çıkardığımız,
Yangınları ağzıyla ölü askerin matarasına dolduran adamlar.
Vazgeçmek yok
Dirilt ademi yüreğinde yeniden
Eylem sür sabahın kuruyan dudaklarına
Bak gelincik tarlalarına,
Kepenk indirmiş kuşlar eleğim sağmalardan.
Yıldırımlar fotoğrafımı çekiyor sürgünlere
Ölü kuşlar uzanmış artık düşlerime,
Faili meçhul cinayetler vurulmuş alnımın ortasına,
Çocukluğumdan kopup gelen bir cemre,
Düşecek yer ararken yüreğimde,
Ver yansın edeceğim yarasaların düşlerini,
Zemheride açan çiçeklere şahit olacak mevsimler,
Damarlarımda şaha kalkmış atlar zindan uğultularından,
İnce bir sevda türküsüdür bileklerimize konan kelebek,
Bütün kuşlar bizi selamlar pusuya yatırılmış korkularımızda,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!