Yağmurlu havada beden dersi halet-i ruhiyem.
İçimde yaşıyorum dışa vuracaklarımı.
Ben seni vururum diye korkuyorum da,
Fen bilgisi dersine eşofmanla girmenin muzipliğini yaşıyorum.
Atların asil duruşları kadar,
Karıncaların duygusal olabilme ihtimallerini de seviyorum.
Karıncalar atları sever,
Atlarsa karıncaları hep üzer.
Bunu doğanın vurdumduymazlığına veriyorum.
Ben hep bu hayatı,
Kaptanların,
Dümeni bırakıp kaleme sarılarak
-İlham geldi! Diye haykırma ihtimallerini seviyorum
Peki, ben neden rakı şişesinde balık olmak yerine,
Sulu boyanın üzerine yapışan fırça kılı olmayı seçiyorum?
Ustayı da saygıyla anıyorum.
Ben bu şiiri size dokuz yaşımdan yazıyorum.
Ben atlıkarıncaları da seviyorum.
Ben hep,
Çarpışan araba sürerken,
Gözü pamuk şekere takılan çocukları seviyorum.
Okulu asmaksa velet olmak,
Ben hayatı asmak istiyorum.
Çünkü taylar hep güzel uyurlar,
Buzağılar çok komik yürürler.
Ama bilirim ki,
Koşamayan atı vururlar.
Ben hep annesinin kesesinde,
Astarını delmiş bir kanguru olmayı seçiyorum.
Ben seni çoktan vururdum da,
Tabancamın suyu biter diye korkuyorum.
Büyüyünce Münir Nurettin dinleyeceğim,
Lakin oy kullanmaktan çok korkuyorum.
Bunları size dokuz yaşımdan yazıyorum,
Çünkü korkutuyor beni aynada elli beş yaşındaki adam.
05.04.2012
Mert KocagözKayıt Tarihi : 22.8.2012 03:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!