Londra
Londra, Londra olalı
Hiç bu kadar üşümemiş
bu kadar yanlız hissetmemişti kendisini..
Bir çarşamba sabahı,
Bir sonbahar yanlızlığı
Bir Berivan sevdasıydı bu kelimeleri yazdıran bu adama.
Yeni bir güne hazılanırken bu şehir
Bir Mart ayı
Dert ayı sabahında
Neden bu kadar karanlık
Ve
Neden bu kadar ıslaktı bu sokaklar?
Yıllardır kendimden emin yürüdügüm
Şarkılar söylediğim,
Bu kaldırımlar..
Her defasında adını kazımak istediğim
Bu mese ağaçları..
Ve beni sana götürmeyeceğini bildiğim
Bu eski, yorgun ve kırmızı Londra otubusleri..
Sanki bu şehirin bir parçası değillermiş gibi bu sabah....
Yürümek gelmiyor içimden
Şarkı söylemek bu kaldırımlar da
Bacaklarım taşımak istemiyor yaralı bedenimi
İçimde bir Berivan sevdası
Yagmurlu bir Londra sabahında
Meşe ağacının dökülmüş yaprakaları
Kırmızı otobüsün buğlanmış camları
Ve senden habersiz çekilmiş fotoğrafın gibi:
Her şey sen kadar yabancı geliyor bana bu sabah.
Senin sesinden bir defa Hasan duyabilsem
Ellerimde güller
Sırtımda gitarımla,
Aşarak denizleri
Aşarak dağları
Aşarak yolları bir gün kapına gelsem
Şarkılarımı bir tek sana söylesem diyorum.......
Kayıt Tarihi : 3.8.2005 03:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!