İlk defa Hava bu kadar mavi ,
Bu kadar baştan çıkarıcı
Kuşlar, ağaçlar
Hele çocuklar
Bu güzelim bahar gününde
Şakıyıp coşuyorlar
Cam kırıkları gibi
Paramparça gülüşler
Donuk ve dağınık
Anlamsız
Taş duvarlar gibi
Suskun ve katı gülüşler
Telefonun öbür ucunda Annem, 'Annem' diyorum söze başlıyorum.
'Annen kurban olsun sana' Diyor.
'Ben de sana kurban olurum' diyecek oluyorum; 'Uy! o nasıl söz?
Deme öyle.' Babamı istiyorum telefona; Biraz kulağı duymuyor.
Annem uyarıyor, 'Kulakcalığını tak!' Babam, aynı zamanda 'Yavrum nasılsın, iyimisin?
Gözlerinden öperim. Sen eyi ol yeter. Biz iyiyiz. Hal hatır hoşe?'
Arsız atlar gibi gün
Karnı burnunda
Taze gelinler gibi
Her gün bıkıp usanmadan
Geceyi dövüp duruyor
Tekme tekme
Aşkın kuralıdır nârda yanmak
Işık enerjin ile yari ısıtmak
Irakta olsa düşünde sarmak
Gül bahçesinde murada ermek
İki cihan ışığında erimek
Hangi hikâyede kaldı
Atlı aşk kahramanım?
Dünyaya meydan okuyan niteliklerim,
İlk kezlerim...
Serpilip gelişmeden,
Uysalca çalınan dinçliğim?
Lamekanım bu cihanda
Kıble'gâhım karar vermiş divanda
Mekanım yedi kat, yedi deryada
Ab-ı hayat olayım aşk bahçende
Aşıkların gönlü bîmârânda
Şefaat et şad-u handa
Adem ile Havva'nın
Ağacından gelmişti
Salman,Elif,Aslı,Mahmeri
Çürüksüz
İçlerine kurt düşürmediler
Ehlibeyt'tendi soyları
Asya'da sevgi bağının Bâde'si
Ay vurunca ne güzeldir çehresi
Kırkların leblerinde ki şerbeti
Ellerinizle sunmaya mı geldiniz?
Asya'nın lisanı kelâmlarım
İlahi Bâde'si taht-ı mekânım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!