Karanlığın içinden çıktım şafak sökerken,
Bakıp bir selam verdim, gönlün efendisine.
Güneşi karşıladım sabahtan bile erken,
Açtım gönül kapımı yarenin kendisine.
Ne kimseye baş eğdim ne kaçtım köşe bucak,
Boşuna kahırlanma harap etme kendini
Her zaman umut vardır, aşkı kuşamak için.
Düşlerden zehirlenme harap etme kendini
Her zaman umut vardır, güzel yaşamak için.
Düşmana sırt çevirip cevabı vermelisin
Anılar içimden geçip gittiler
Ne yapsam olmadı, unutamadım.
Dünyayı bu cana hep dar ettiler
Mecalim kalmadı, unutamadım.
Aklıma geldikçe düşlere daldım
Neredeysen çabuk gel, ey gönlümün sahibi
Senden uzaklardayken, nasıl nefes alayım.
Tut elimden al götür, yollarımın sahabi
Senden uzaklardayken, nasıl nefes alayım?
Gel bir ışık ol bana titresin gönül telim
Eğer ki seyrirse birden gözlerin
Gelsin diye yolun gözleyen vardır.
Aşığın yolunda varsa izlerin
Seni Mecnun gibi özleyen vardır.
Öyle yükseklerden atmasın diye
Yüreğimi ortaya seriverdim bu gece
Benim mahzun halimi sormadan biliversin.
Adım dilde bir türkü dillenir hece hece
Gözümde yaş görmüşse destursuz siliversin.
Dilimden dökülenin her biri sanki günce
Kaybettim benliğimi ayrıldığımız yerde
Arasam da bulamam, var mı bundan ötesi?
Senin o güzel yüzün olmuş karşıma perde
Sensiz nefes alamam, var mı bundan ötesi?
Seni sevdiğim için, diyorlar bana deli
Gözüm hep yollarda bekler dururum
Gelmedin vefasız gelmedin işte.
İçimden geçeni dışa vururum
Bilmedin vefasız bilmedin işte.
Yalan değil gerçek inan sözüme
İçimde yıllar yılı kanayan bir yara var
Sanırsın ki sancıyan gözsüz çıban gibiyim.
Kadere hep rest çekip beklenen bir sıra var
Sevgi ortamlarında sanki yaban gibiyim.
Karşılıksız sevgiler elbet seveni üzer
Gökten yağmur değil taş bile yağsa
Gelir en büyüğü, başıma vurur.
Başı karlı olan o yüce dağsa
Sanki düşman gibi karşımda durur.
Ben kime ne ettim, kimden ah aldım
Yüreğinize sağlık. ŞİİR HAYATTIR