Öleceksin ve dağlarda özgürce
Savrulan rüzgârda ansızın
Karlarda açan kardelen gibi
Garip gibi kalacaksın öylece
Sensin bana ilham olan
Musalla taşında yatıyorum
Kim bilir sen nerdesin
Arayıp sormuyor düşünmüyorsun bile
Seni üzecek ne yaptım
Söyle hayırsız söyle
Kara geldiyse kaderim
Hiç gülmediyse kör talihim
Tek suçlu benmiyim
Bir gün bile açmadıysa kara bahtım
Ömrümde bir gün gülmediyse yüzüm
Arzu halin yine karşımda
O gülüşün bakışların aklımda
Hatıralar yok sen varsın hayalimde
Rest çektim bize bakan kem gözlere
İnanma derim benden başkasına
Seviyor sevmiyor
Gönül ferman dinlemiyor
O yar sevdiğimi bilmiyor
Hadi sende biliyor biliyor
Gönlüm sen desende demesende
Mantıklı düşünce acı geliyor
Benim dostsuz yarim gönlümdür
Dünya sona ersede dostsuz gönlüm sırrımdır
Günahkar oldumsa dünya malı içindir
Kalem bende ilham bende sevgi benim özümdür
Sır vermeye yemin ettim kalbimden
İşlenen elmas taşı
İşte o var ya
İşlenmeyen etkilenmeyen
Kabusların karanlıklara
Dek
Süren inadın öyküsü
Konya’nın yağız yiğidi
Babandan mı aldın öğüdü
Susuz bıraktın kuruttun koca söğüdü
Git Erzurum da meşenin has kütüğü
Elma yemeğe gidelim Niğde’ye
İçinden söküp aşkın
Atma dur bak…
Dön bir kez olsun
Duyguların tenhadayken
Deryada damla göller olundu
Bir bakışa düğün davullar çalındı
Bir meteliğe nice haber alındı
Sözlerde şimşek çaktı iller alındı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!