Kar taneleri usulca dilime düşerken yosun tutmaya fırsat bulamayan bir istanbul sabahından sesleniyorum sana Küfre ve kedere ait bilinen ne varsa haykırıyor şimdi istanbul Tek göz gece konduların isli perdelerini açamıyormusun şimdi... Yoksa sahiden sevmiyormusun martıların fısıltılarını artık güzel günler görecektik, sen galatada içelim dedikçe ben kumkapı diye tutturacaktım. neonların masmavi ışıklarını gözlerinin buğulu mavisine tercih edecektim işte. sen bir gül dermemi isteyecektin, ben istanbuludaki tüm bostanlara haylaz bir çocuk gibi girecek, talan edecektim. Sen Soğuk bir kış sabahı erkenden uyanmayasın diye, ben martılara tembih edecek, vapurlara söz geçirmeye çalışacaktım. Zifiri bir sabah, buz gibi bir güneşle kararınken gökyüzü Eski istanbulun en güzel hanım efendisine uzatılırken bir gül ete giren diken, akan kan,dökülen gözyaşı olacaktı artakalan.
Erol KaraoğluKayıt Tarihi : 9.2.2012 17:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!