Laf Ebeleri Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2819

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Laf Ebeleri

Her şey belirsiz.
Mecaz mevsimi kapandı.
Anlam nerede?
Süslü kelimelerin, dolambaçlı yollarında kaybolmaktan başka ne elde ettik?
Anlaşılmaz olmanın yollarını öğrendik, sözlüklerde bulunmayan yöntemlerle.
Ve bir metin daha bitti, hiçbir şey anlatmadan.
Anlamın, kaygan zemininde yürüyoruz.
Zihnimiz bulanık.
Ne karmaşık cümlelerde,
Ne de gizli imgelerde,
Basit bir gerçeğin,
Duru ifadesinde.
Netliğe övgü.
Eleştiri ağdalı, dillere ve laf ebelerine.
*
Fikri anlama bedelimizin artmasından ötürü, entelektüellere verdiğimiz sıkıntı için, kimseden af dileyecek değiliz.
Eskiden böyle değildi, şimdi farklı.
İdrakimizi biledik.
Niyetimizi tazeledik.
Buyurun esas sohbete.
Zihnimizin koridorlarındaki gürültüdür, bizi sade sözden ürküten.
Abi bana gerçeği anlatır mısın?
Yine çok gürültü geldi be evlat.
Söylemi, tepenin yamacından zirveye taşımanın vaktidir.
Hiç kimse netliğinden dolayı yargılanmazken, akıllarda karmaşık, şifreli metinler.
Güçlü ve korunaklı basitlikten, bir sığınak.
*
Bugün, farklı bir anlatım yok dilimde.
Yeni bir terim, yeni bir tonlama, yeni bir eda.
Dilim, bozkırı andırıyor.
Sıradan ifadeler kullandım, gün boyu.
Düşüncelerim açık yürüdüm.
Fikrim net yürüdüm.
Görenlerde birden, derin bir anlam bulmuşum hissi uyandıran, bir netlikle durdum cümlenin ortasında.
Sonra konuştum, on beş senelik alışkanlığımla.
Tabelalara baktım.
Binalara, binaların numaralarına, adreslerine baktım.
Yaşantıları düşündüm.
Vazgeçtim sonra.
Sade olana yemin ettim.
Hayattaki boşlukların sesine, yalın melodiler besteledim.
*
Şehrin, bütün ana yollarını öğrendim.
Posta kodlarını belledim.
Bir Adana.
Otuz dört İstanbul.
Altı Ankara.
Otuz beş İzmir.
İnsanların ifadelerindeki, gizli anlam arayışına dair, tahminler yürüttüm.
Hiçbirini bulamadığımı anladım.
Sırıtıp geçtim.
Anlayan var mı diye, çevremi süzdüm.
Olmamasına sevindim.
Varlığına güvendim, ebedi ve sonsuz ve tek olanın.
*
Yanımdan geçen öğrencilerin, ders kitaplarına bakarken, öğretmenimi anımsayarak duruldum.
Öğretmenimin, netlik üzerine tavsiyelerinden, modern dersler edindim.
Yoruldum.
Aklım içimde berrak.
Zihnim aldatmacalara kapalı.
Bugün yine açık, net, anlaşılır.
Bugün yine, halime güvenirim.
Ben, gereksiz süslü laftan bile çekinirim.
Hafif mesafeli dururum, karmaşıklığa karşı.
Lafı dolandırmam.
Gerçeğe odaklanırım.
Gecenin sükunetine güvenirim.
Kararım karar.
Düz anlatım, şiir tarzıyla yazarım.
*
Bugün farkı yok, sokakların birbirinden.
İnsanların, ağaçların, araçların, binaların.
Cümleler beni anlar.
Yaratıcı bilir ya, bu kelimeler benim gibi yalın birini taşımamıştır.
Nasıl devrilmez, dilimin altından bu hece?
Nasıl düşmem, bir imgeye?
Gökyüzüne nasıl bakarım?
Çocukların gözüne, yaprağın yeşiline, musluktan damlayan berraklığa, raftaki tozlu ansiklopedilere, vazodaki yapma çiçeğe, haritalardaki net ve keskin sınırlara nasıl bakarım?
Fikrimi söylesem ve çekip gitsem sonra.
Net bir cümle bıraksam insanlara.
Net ve kesin.
Süslü sözlere özendiğim, gençlik günlerimi satıyorum artık.
Bugün niye böyleyim?
Açık veriyorum size insanlar.
Bugün böyleyim.
Açık edip gidiyorum.
Belirsizliği giderdim, sade kıvamında, net tadında, duru bir anlam yerleştirdim zihnime.
*
Anlayacaksınız!
Anlayacaksınız!
Çünkü hepiniz birer insansınız!
Anlayacağız!
Anlayacağız!
Çünkü hepimiz birer insanız!
Siz, sakın zorlamayın insanlar.
Siz, zaten baştan ayağa anlarsınız.
Siz, siz sakın zorlamayın.
Bugün, net konuşamadım size belki.
Anlaşılırlık dileyemedim, zihinlerinizden size.
Niyetlerinizi ölçemedim.
Bugün net değilim.
Bugün bir bulanıklık var bende.
Yaradana ve Elçisine inanın!
Net olun!
Fikriniz berrak, sözünüz anlaşılır olsun.

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 8.11.2025 14:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!