yatıyor önümde gözleri karam
bırakın ellemen sarılmaz yaram
bu zalım cihanda ben nasıl duram
ağular kedere deva mı ola
akıttın gözümden kanlı yaşımı
kurmakta zorluk çektim bir yere kadar
çok gençsin güzelsin ki sana anlatamam
düşündüm nasıl diye adı şaşalamak
zahirde sihir var bâtında ışık
sekizde oradayım pencereye çık
ektiği tohum
Osmanlıca bir çınar
küffarın göğsünde
asırların bilgeliği
Ali'nin ilmiyle
seni bana vermezler susen
inci gerdanlığım
burgulu bileziğim
yüz görümlüğüm yok
buseyi mücevherden saymazlar
küçük kara balığın
hala yüzer durur
denize doğru
bebelerin dimağında
ikiyüzlü sevgilerden ıraktı çocukluğum
şimdiyse benim için
dilenciler dua ediyor sadece
saatlerin esnediği günler geride
koşturuyor yelkovan çaresizliğime inat
mahalle aralarının cumhur cemaatliğinden
Yaktığın kandilden kor düşer diye
Üleşe oturdum gördüm ki paydım
Bülbülün yolunda gül düşer diye
Ne güldüm ne bülbül güneştim aydım
Kurduğun otağı tufana verdim
Babamdan oldum, anamdan doğdum
Doğunca dünyayı çığlığa boğdum
Ağladım, elimle gözümü ovdum
Vay benim başıma gelenler diye
Yanağımı sıktılar, aguş ettiler
ham ervah sözlerim sonraya kalsın
gözlerinde olmak zamanı gelsin
ciğerim efsunlu kokunu alsın
leb yakan boynunun o anı gelsin
kent konuşmaz olunca
gövdem uluorta serilir
aklın yitişini kaçamak bilen
dönüşsüz yolu yoldaş sanan
kanım damıtılır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!