aşk kapıyı çalınca
ferhat dağı yarınca
şirine ulaşınca
vuslata ermek gerek
hayallere dalınca
divane gönüllerin geçilmez eleminden
şahane alemlerin güllerinden seçilmez
bahane bulursun da bulutların neminden
aşktan geçilir, aşklar aleminden geçilmez
Kürşat AK
Ne coşku kalır
Ne heves sende
Olmaz desen de
İstemesen de
Hep aynı çizgi
sevdiğim ellerin olduktan sonra
hayal yere batsın, aşk yere batsın
ümitler içimde solduktan sonra
hayal yere batsın, aşk yere batsın
seven kalbimize sen neler ettin
Atatürk olmasaydı
Elbet asker şahadet şerbeti içerdi
Ama düşman Çanakkale'den geçerdi
Vatan elden giderdi
Milli mücadeleyi başlatandı
ateşin kül olsa yakar benzimi
tozunun havası tıkar genzimi
hissiyatının zerresi, enzimi
inan ki; zehirler, beni öldürür
olmayan içinde ararım varı
Ateşin mavi koru sendin
Kor ateş kızılı rengi sen
Tutkuların en zoru sendin
Esen rüzgarın ahengi sen
Sonsuz mavi gökyüzüm sendin
Ateş olup yaksan da
Aşkımdan kül de olsam
Ardımdan öylece baksan da
Ve ben toz, duman içinde-
Öylece kaybolsam
gönlüm yare seğirir, tez ara
sevdiceğim tez yaramı sara
yara saranda vuslata vara
aşk; hasret ile demlenmiş yara
başa düşer; niye düştüm dara
Sade ve durudur benim şiirim
Işığı yansıtan aynalar gibi
Ben aşkları saf kalbimden bilirim
Aşığı yansıtan aynalar gibi
Yıllanmış şaraptan süzülen hüzün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!