Karanlıklar alıyor beni
Misafiriyim gecenin
Ve beynimde kasırgalar
Tutsağıyım düşüncenin
Yatağım soğuk mermer
Yastığım bir taş
Yaram azdı
Derdim çok, yaram azdı
Derman için yâre gittim
Dokundukça yaram azdı
Bu şehrin
Sokaklarıda iki yüzlü
İnsanları gibi gülüm
Sizin semte kar yağarken
Burala kan yağdı
Size neşe getiren bulut
Vira bismillah deyip
Artık kalemi kuşanmalı
Ve ne varsa yarım kalan
Yeni baştan yaşanmalı
Yaman bir sevdaya düştüm
Kanseri ben, veremi ben
Narında, kavruldum piştim
Mecnun’u ben, Kerem’i ben
Gözün berraktı duruldum
Bir eylül sabahı
Yine gideceksin o sahile
Dudağında buruk bir gülümseme
Yüreğinde hüznün ile
Muhtemelen bir sigara yakıp
Ufka bakacaksın
Vuslatın tesbih oldu dilimde
Yeter gayrı gönül yorma beni
Garip koydun gurbet elinde
Yeter gayrı gönül yorma beni
Sürükledin bir vefasız peşine
Yıl 2001
Beş Eylül
Ay düştü yüreğime
Ve
Avuçlarıma iki gül
İki fidan
Hüzün damlıyor yüreğe
Gül boynunu eğince
Mevsim hazan oluyor
Aşk kaleme değince
Geceyi kesiyor
Bıçak gibi bir ayaz
Nice güzeller gördüm de
Sevmedim böyle ömrümde
Sızısın hala gönlümde
Ey vefasız yürek söken
Ne söyledim çekip gittin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!