Kumru Kumruyla Çağla Çiçekle

Nerde hatırlarsan esmelerini kapıl gel
Şıngırdatarak tekerlerini rüzgarında uğuldayan özlenmiş zamanın
İster aynalı olsun ister çıngıraklı ince söğüt dallarına ıslık çaldıran sesiyle
Taran
Kuşan önü papatya kanatlarına açılmış baharlar gibi
Saçın
Saç bağın
Kimseye de söyleme istersen nere gittiğini borçlu filan değilsin
Kıyı köşe kendi reyinde hür
Delişmenliğine alabildiğine serbestken
Gülüm er çağına,
Doy yaşına,
Kıy..!
Ve eğer arzedersen var gönlüme
Bakma o an ki mazuratın hiçbir hükmü olmadığı
Ezcümlesi senindir bütün var yokların dilediğinde serbestken...
Nikahsa hiç düşünme hemen kıy..!
Kenar taşlarında sipsivrilikler de olsa yokuş yukarı hayatı çıktığımız
Salonsuz merdivenlerin
Her adımın sevgiye değinse uygundur
Uygundur ayağının tozu ve toprağı
Değilse bir gözbakışı bile uygundur acelece
Acile
Bilmem hangi kuytu devresinde, hangi tenha eşiğinde bilmem
Uygundur devran olup kapıl gel..! Şimdi Nisan-mayıs.. uygundur
Kitap da uygundur, kanun da uygundur, meramı da konukseverliğimizin
Bahanesi meşakkatlice misafirhanesinde ve sana bana hususi
Uygundur...Hoşluk, hoşbeşlik, kumru kumruyla, çağla çiçekle
Uygundur esen yağan bizbize
Mülkü hepten aşka zimmet
Kalben beyannamemize

Seyfi Karaca...........Nisan / 10