Küllenmiş Aşk Şiiri - Dinçer Dayı

Küllenmiş Aşk

Zaman gelir ve tekrar doğar kalbinde ölmüş sandığın aşk..
Anlarsın, öldükten sonra anlamı yoktur,
geçen zamanın.
Karanlık ölüm gibidir.
Rengi yok,
Ahengi yok, Dengi yok.
Karanlığın!...
Derdi çok,
Üzüleni çok,
Ağlayanı çok.
Ölümün....
Ne aşkı kalır,
ne sevgisi.
Azrail gelir.
Alır götürür,
hepsini. Ortada...
Ne ruh kalır,
ne beden.
Ölüm meleği...
Önüne katar,
rüzgar gibi,
sel gibi alır.
Götürür, bir mechüle...
Sorgusuz, sualsiz.
İşte! O, zaman..
Ağaçta yapraklar solarken dökülür.
Kışa girerken,
Börtü, böcekler ölür.
Nedir ecelin,
Ve Azrail in acelesi?
Daha bitmemışken Dünya da yapacakların.
Gelecek olan sevinçlerin.
Neden bu kadar soğuk ayakların?
Üstelik!
Gözlerin tepe de, aynı noktada donuk.
Nedir bu sonsuz, sessiz karanlık?
Ve bu bitmeyen mechül yalnızlığın.
Nereden çıktı bu soğuk tabut?
Ne işin var senin içinde?
Nedir bu mahşer kalabalık?
Bak!..
Bu insanlar,
bu yüzler,
Hepsi senin yakın tanıdık.
Neden el üstünde taşıyorlar seni?
Neden mezarlıktan geçiyorlar?
Sen etrafına şaşkın şaşkın bakarken.
Ortalıği bırden sarar melekler.
Sen olup bitenleri anlamaya çalışırken.
Etrafta kimsecikler kalmamış.
Çünkü, seni bir çukurda birakıp gitmişler.
Üzerine toprak örtmüşler.
Geceye zifiri karanlık,
üstüne koca bir sessizlik çökmüş.
Sen soğuk tabutun içinde.
Gözlerin hala açık ve donuk.
İçin de korku
Ve bitmeyen yalnızlık ile sen.
Anla,
İşte bu ölümün taaa, kendisi..
Dinçer Dayı

Dinçer Dayı
Kayıt Tarihi : 6.2.2023 00:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Dinçer Dayı