Ağladım tükeninceye kadar gözyaşlarım
Namaz kıldım sönünceye dek kandiller
Usanıncaya kadar rüku ettim
Muhammed'i sordum sende kaybolan
Ey Kudüs, ey nebilerin çıktığı şehir
Ey Kudüs, ey şeriatler feneri
Ey parmakları yanan güzel çocuk
Hüzün var gözlerinde, ey iffet şehri
Ey Resulün uğradığı bahçe
Kaldırımlarında hüzün var
Minarelerinde hüzün var
Ey Kudüs, ey karalara bürünen şehir
Kim çalacak çanlarını Kıyamet kilisesinin
Pazar sabahları
Kim taşıyacak çocuklara oyuncakları
Yılbaşı gecesinde
Ey Kudüs, ey hüzünler şehri
Ey gözlerinden kocaman yaşlar akan
Kim durduracak düşmanları
Üzerine çullanan, ey dinlerin incisi
Kim silecek kanları duvarlarından
İncil’i kim kurtaracak
Kim kurtaracak Kur'an’ı
Kim kurtaracak Mesih’i kendisini öldürenlerden
İnsanlığı kim kurtaracak
Ey Kudüs, ey şehrim
Ey Kudüs, ey sevgilim
Yarın, yarın çiçek açacak limon
Sevinecek yeşil sümbüller ve zeytin
Gözler gülecek
Geri dönecek göçmen güvercinler
Tertemiz yuvasına
Ve geri dönecek çocuklar oynamaya
Buluşacak babalarla oğullar
Ey memleketim
Ey barış ve bereket şehri
Çeviren: İlyas Altuner
Nizar KabbaniKayıt Tarihi : 6.11.2002 14:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
...
26 bin insan son 100 günde yok edilmişken...insan olduğuma utanıyorum.
Okuduğumuz kitaplar /
Ezberlediğimiz şiirler /
Beş para etmiyor
Bir tüfek karşısında…/…”
diyen Nizar Kabbani Arap politik şiirinin babasıdır. Memleket hasretini en iyi bilenlerdendi. Şimdi yaşasaydı eğer, Suriye’nin vardığı bu noktada, inanıyorum ki büyük acılar çekerdi. Saygıyla…
TÜM YORUMLAR (26)