sultanım
kapına geldim yatmaya
paspasın yok
yola düşen gözlerin
saksılarında çiçeklerin
ağaçlarında meyvelerin yok
telaşlarla gel bana
vapuru kaçırma telaşıyla degil
güneşin doğuşunu
şu tepeden seyretmeye geç kalmış
telaşlarla gel bana
özle beni
telaşlarla gel bana
vapuru kaçırma telaşıyla degil
güneşin doğuşunu
şu tepeden seyretmeye geç kalmış
telaşlarla gel bana
özle beni
Yolcu yolunda gerek
Haydi beni yolcu et
Elimde bir bavul
İçinde son geceden kalan
Bir pantolon bir gömlek
Dilimde daha yakılmamış bir türkü
Sen şimdi gidiyor musun
İki parmak üstüste
Küs deyip
Misketlerini de alıp gidiyor musun
Düşünmedin mi hiç
Belki hastaydım
Sen
Şimdi
Gidiyorsun
Öyle mi
Kasabanın uzağından
Geçip giden bir tren gibi
Bit pazarından geçerken
Bir takvim aldım
Gittiğin yıla ait
O güne kadar olan tüm yaprakları
Kopardım kokladım kopardım kokladım
Baktım gittiğin güne şöyle bir baktım
rüyamda
bir kadın gül yüzlü
elinde fincan
falıma bak der durur
şimdi nasıl derim ki
söylediklerimi bir sana
Çok uzak yolların yolcusuydum
Kapına geldim duruldum
Gönül sarayının ebedi misafiri oldum
Senle olsun buradan öte yollar
Geleceği geçmişe dönüşlere
Üçüncü sınıf bekleme salonlarında
Soludum hayatı en kalabalık caddeler
Hastane koridorlarıydı benim için
Ben ya sana yolcuydum ya da hasta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!