Kalbin kırıldı mı diye sorup yakıp yıkıp gitmiştin
Kal bin yerinden daha kırılsın diyebildim sadece içimden
Esir düşmüştü şafak gibi parlayan vicdan azabın gözlerime
Küçük bir tebessüm yırtılmıştı zindanlarımda
Aglayan bir tan vardı gözlerinin gördügü yerde
Pıhtılaşmış bir kabuk baglamıştı kalbim
yazdıklarım yazacaklarımın garantisidir
ben mavi masmavi bir denizim
sahra çölünün en kısrak en kıvrak noktasında
en ateşli sabahlar en soguk geceler
üzerinde yüzüyorum
radikal kararlarım oldugu kadar
aşk şiirlerinin son satırlarında buldum seni
elvedaların içinde
rimelleri akarken köhne kalbimin
bir damla düşürmedim aşk şiirlerine
kalbin nasıl diye sorup kırıp gitmiştin
kal,bin yerinden daha kırılsın diyebildim
fanusuna sıgmaz bakışların
akislerinde hülya döngüsü
deryalarında ince çizgiler
öyle yusuf öyle züleyha
gönül mühendisi yargıçlıgın
gün aydınlanıyor
son deminde elveda senfonisi
çalıyor bir bir zilleri
seni bana anlatıyor
açıyor bahçemde çiçekler
bu kaçıncı oldu adına nameler yazdıgım
bu kaçıncı oldu ayrıldıgım
bu vapurdan bu iskeleden bu şehirden...
sen giderken bir vapur daha yanaştı
yalnızlar rıhtımına
sen giderken anladım yalnızlıgı
Elbette gece olacak sen geleceksin mehtaba
Gözlerine bakıp bir bir koparacagım yaprakları
Seviyor sevmiyor…
…. Ne yani papatya da bir yaprak fazla olsa
Sevecekmiydin beni….
Bir kere kırılır kalp ….
zamanı gözlerime hapsettim
sana baktıkça duracak
alçaldıkça güneş
alçak gölgeler uzayacak
adın yazılacak sahillere
gazi olacak dalgalara
bir hattatın son çizigi
onurum
kırılmış olsada
üstüme yıkılmıiş
yorgun yıllarım
bir azizin nefesi kadar
Ay düşünce parçalanır gam tutmuş yüregimde
Sallanır gözlerimde zaman hayasızca
Ve yagmurlardan sonra dogar şafak
Azledilecek kadar masumdur
Sineye çekilen çocuksu sancak
Kemani bir yansımadır gögsümde açan çiçek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!