istanbul benim şehrim
aynaya yansıyan yüzüm
istanbul benim şehrim
durmadan kanayan yaram
istanbul aglayan kadınım
gümüş bakışlarınmıydı
beni benden alan
yoksa geveze susuşların mı
içimi kaynatan soguklugun
ve ferahlatan sıcaklıgınmıydı
ulaşamadıgın zaferlerin
ölümün kıyısında gözlerim
ve dudaklarımda
son kez cümlelerim
bir asiye akıyor kalemim
bir boşluga bakıyor
öyle derindn gözlerim
bir kardeşlik türküsü yazsam
adını da kardeş koysam
ben de barışa doysam
ne olur du sanki
bir kardeşlik abidesi diksem
yagmurlardan sonra geliyor suretin
gözlerimin önüne yagmurlardan sonra
damlıyor bir yagmur damlası gibi
suretin gözlerimin önüne
yarim aglıyormusun
bu yagmurlar göz yaşların mı
öyle bir rüzgar esiyor
kentin serseri sokaklarında
yoksul gramafon..
her zaman ki melodiyi çalıyor
cadde ve sokaklar
her zamankinden daha da sessizce
ne silmek geldi içimden satırlarımı bir anda
ne de kesmek bileklerimi yazamayınca bir anda
aglamak şiir yazmak kadar zor olsada benim için
yine de aglıyorum şiir yazmak için için için
bakma gözlerimin neferine
soluksuz ve heyecanla
durma hadi agla
sakin ve saatlerce
durma yolumun önünde
son saatlerini yaşa bu aşkın
sessizligi dinlesem
sensiz kalıyorum
seni dinlesem
sessiz kalıyorum
aglamaya çalışsam
göz yaşlarımı gölgende dinlendirsem
sogutsam kırgınlıgımı yavaş yavaş
aglasam durmaksızın
senin yoklugunda
sonra yagmurlarla gelse şafak
bulutların ardından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!