Kral Bir Zamanlar Çocuktu

Kral bir zamanlar çocuktu,
Soytarı için tacını kaybetmeden önce.

Her kral bir çocuk olmadan önce,
Her çocuk büyüyüp kral olmadan önce,
Masumiyet.. Krallığın tacıydı,
Tutku icat edilmeden önce.

Anneler kırılgan yumurtalar kadar güçlüdür,
Annelerin tükettiği enerji kaynağı,
Kadınlar gücünü çocuklarından alır,
Gün geçtikçe zayıflıyorsun anne,
Çocuk der ki: Yoksa büyüyor muyum anne.

Anne olmadan önce her kadın bir şekilde büyücüydü.
Vücudunda spiral olan her kadın anne olmadan önce,
Her kadın bir abrakadabradır.

Aşka hamile olan anne bir kral doğurmadan önce,
Günü geldiğinde her kral bir girdapta kaybolur,
Ve palyaçolar sihrin failleridir... Abrakadabra.

Ankara kadınları irili ufaklı kaynıyor,
Kızılay, Ulus ve yeni uydu şehirler,
Günümüzde Mamak bile kadın hegemonyası altındadır.

Aslında ev Ankara'nın ruhuna girilen yerdir,
Ankara'nın ruhu yeşil değil Hacıbayram dışında,
Ankara'nın umutları kadının yanında,
Gökyüzü nedense mavi kalmıyor.

Cern deneylerinde Türk mühendisler olmasaydı,
Bilim büyük aldatmaca,
Girdaba dönüşecek big beng teorisi,
Ve bitecek bir kara deliğin kızılötesi karanlığında,
Tüm aşk hikayeleri... Abrakadabra.

Ve tabii sürgün, ah.. Çocukluğumun çoğulcu demokrasisi,
Yalnızlığa dönüşen şölen,
Tek başına ziyafet çekemezsin anne..
Hey ağlamayı kes artık,
Görür veya duyar.. Karanlık her yerde.. Abrakadabra.

Yolun başında yorgun yolcu,
Sular ılık.. Bir çeşit aptal,
Seride kaç lig var?

Gündüz yürüyüş rüyası..
Bu rüyada uçuşlara yer yok,
Bu yolculukta yalnız,
Yamaçlara akma durumunda,
Her adımda çoğalan laktik.. Ters rüzgar.

Yine de kaybolma ey gezgin,
Kaybolursan izler kaybolur,
Ne kadar incinsen de durma,
Durursan havaya uçarsın.. Hayat abrakadabra..