Ömrüm bir kozanın içindeydi
Seni görmeden evvel
Miş'li bütün zamanlarda
Dinlediğin tüm masallarda ben vardım
Her gece göğüs kafesinin divanında
İçinde derviş olan her öyküde ben geçerdim
Usul usul
Kızıl bir üzüm tanesiydim mahzenlerde
Bin yıllık bir yalnızlığa bırakılan
Eskiyen küf tutan ve nemli
İçinde òlü şehirler yatıran toprakta
Hep seni bekledim oysa bir kozanın koynunda
Geleceğe durmadan şiir dokudum bir derviş sabrıyla
Gelecek durmadan gelip geçti ve ben inatla başka gelecek zamana bıraktım kendimi doğmadan doğurmadan
Karıncaların kuyularınada gömüldüm çoğu kez
Ortaçağın rutubetli nefessiz bir mevsiminde Ucuz ve yoksul bir şarapla sarhoş olan bir şairin masasında kaldım
Sonra sesini duydum uzak bir ülkenin dağ yamaçlarında
Hangi çağda olduğumu hangi çağda olduğuna aldırmadan
Tutunup sesinin ezgisine çatlatdım binyıllara dayanan kozamı
Musa 'nın asasıyla
Bir gûnde olsa konmak için saçlarına
Heybemle geldim ve öldûm
Saçlarının kır kokusunda
Şimdi göğüs uçlarında şiire emzirdiğin her şeyde ben varım ...
3 mayıs 2020
Kayıt Tarihi : 4.5.2020 00:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Rüya ve Hayal
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!