İçilesi dereler artık temiz akmıyor
Dağlarında rengarenk kır çiçeği açmıyor
Melemiyor kuzular horozları ötmüyor
Burası şimdi köy mü, sorarım size dostlar...
Düğünlerde çalardı davullarla zurnalar
Şimdi nerde darbuka nerde o ince sazlar
Kaldı mı gelinleri taşıyan süslü atlar
Burası şimdi köy mü, sorarım size dostlar...
Şalvarlar hep atılmış marka kotlar giyilmiş
Ellerde hiç kına yok yalnız oje sürülmüş
Çeşme başı sohbeti artık çet’e dönüşmüş
Burası şimdi köy mü, sorarım size dostlar...
Salçayı, tarhanayı köyde bakkal satıyor
Pekmezi, erişteyi gençler artık bilmiyor
Bahçelerde fırın yok ekmek, börek pişmiyor
Burası şimdi köy mü, sorarım size dostlar...
Fatma bacı yaşı on, ama kaşını almış
Yetmişlik Ayşe ninem hepten saçını açmış
Hasan Emmi poşuyu şapkayı baştan atmış
Burası şimdi köy mü, sorarım size dostlar...
İnsanlar bir birini sayar değer verirdi
Komşunun işi varsa o iş önce gelirdi
Evet biz çok geliştik değerlerde değişti
Ben o eski köyümü, özledim işte dostlar...
Halim AKIN
15 MART 2011 14:00 - İZMİR (2)
Kayıt Tarihi : 7.5.2011 14:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşamın bütün alanlarındaki değişim ve etkilenen her şeyde görülebilen başkalaşım eski güzelliklerin nasıl ortadan kalkmasına olanak tanıdı.
Bu yabancılaşma/yabancılaaştırılma süreci şu an bile sürüyor.
Sorgulayıcı yönü ile harika bir şiirdi.
Kendi köyümüzü bile tanıyamaz oluşumuz bir yana kendimizi bile tanımamaya başladık.
Haklı saptamalarıyla yetkin bir şiire imza atan Sayın AKIN'ı kutluyorum.
Erdemle.
TÜM YORUMLAR (1)