Sabah,
kırık bir cam parçası gibi
göğe saplanmış,
ışık parçalarını yansıtıyor sessizce.
Kuşlar,
metal kanatlarında
eski rüyalardan kalan ağırlıkla
düşüyor zamansız havaya.
İki fincandan biri boş,
diğeri bir deniz fenerinin söndüğü kıyı gibi,
sessiz ve soğuk.
Çayın buharı,
kaybolan sözcüklerin yansıması,
dudaklarımda donmuş bir veda gibi titriyor.
Adın,
sislerin ardında yitik bir gemi,
sessizce uzaklara yol alıyor.
Rüzgâr,
yitip giden zamanın ince ipliklerini
dallarına asıyor usulca,
her yaprak bir anının küskün gölgesi.
Kuşların son ötüşü,
çatlamış bir aynadan yansıyan ışık gibi,
kırık kalplerin suskun dilinde kayboluyor.
Yerde,
unutulmuş mendil gibi,
solgun düşmüş bir umut;
dokunmayı beklerken,
el değmeden kalmış.
Sabahın solgun yüzü,
yarım kalmış bir şiirin mısrası,
bir daha tamamlanmayan.
Ve ben,
o şiirin içinde kaybolan,
sessizce ağlayan,
suskun bir harfim sadece…
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 15.7.2025 08:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!