yürekleriniz sızlar mı
güneş körse ve gök sağır
içinizi ısıtanlar
alacalı yıldızlar mı
kimliği belirsizler mi
kurşun sıkan üstünüze
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
O günü hep bekliyoruz ve doğsun artık
Güzeldi Ozan güzeldi.
toplumsal ve kişisel sorumlulukları sorgulayan etkileyici bir anlatım sunuyor.
,,Yürekleriniz sızlar mı" sorusuyla başlayan dizeler, okuyucuyu hem içsel bir sorgulamaya hem de evrensel bir empatiye davet ediyor.
düşüncem de şiirin ana teması, insanlığın, vicdanın ve merhametin önemini vurgularken, duygusal ve manevi bir yolculuk sunuyor.
,, kimliği belirsizler mi, kurşun sıkan üstünüze " dizesi, modern dünyanın karmaşası ve adaletsizliği karşısında çaresizliği dile getiriyor.
hüzün ve ağır ağır gelen bir kederin yanı sıra, insana karşılıksız yardım etmenin değeri ve güzelliği de öne çıkıyor.
umut dolu bir mesajla biten her şey değerli, burada olduğu üzere,
,, Gün doğmadan neler doğar ( bende bu düşüncedeyim uzun süredir )." bu, en zor zamanlarda bile geleceğe dair umutların var olduğunu hatırlatıyor.
,, fazlasıyla beğendim, sevgiyle saygıyla; Atsız."
Gerçek anlamda 'GÜN'ün şiiri...Dilerim ve umarım gün doğmadan ülkeme huzur doğar...dedim ve şu sözü hatırladım :'İdam sehpasında hapşıran mahkuma ; çok yaşa demek gibiydi bazı umutlarımız. '- Şener Şen.
İyilik de yaptık, yoksula da el tuttuk, amma 'kimliği belirsizler' değildi 'kurşun sıkan üstümüze' aşına tuz kattıklarımızdı, iyilik yaptıklarımızdı...
'Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyana,yarın ölecekmiş gibi ahiretine çalış.' demişler ya
İyiler zaten iyiliklerinden vazgeçmezler
'Zamanımızda çoğu insanların iyilik yaptığı kişiden kötülük gördüğünde, hadis diye şu sözü kullanmaktadırlar:
'İyilik yaptığın kişinin şerrinden korun.'... alıntı
bazen canınız ister mi
hüzünlenmek ağır ağır... itemez mi, şair?
'Köşeyi aydınlıktan karanlığa dönenlerin şarkısıydı' bu
Sonunda yine de bir umut var işte insanı yaşatan:
'Gün doğmadan neler doğar.'
Güzel şiirdi...
Efendim köşeyi dönüyorlar da köşenin arkasından ne çıkacak bilen var mı saygılar
güzel,üstadı kutluyorum.eyvallah
'Gün doğmadan neler doğar.' Elbette, köşeyi dönenler ne denli çok olsa da,'bu yıl uğursuzların yılı olsa da,' umut 'her zaman' vardıır! Sonuç: 'Keser döner sap döner,gün gelir hesap döner.' Saygılarımla.Dostlukla.(MŞ)
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta