Yumuşacık yatağına batık bedenin narince kaldırır battaniyeni,
Odanın ötesindeki perdeleri aralar, camı açarsın;
Sıcacık Güneşe ve temiz havaya sarılırsın.
Arkanı dönüp yatağının yanına baktın,
Birisi bırakmış masana tabanca.
Kokuların kaynağını sezen iştahın, neşesiyle iter seni salona,
Sofraya dizili tatların kültürü gözünün önünde;
Şehriye çorbasıyla dolmalar ki hele.
Oturunca sandalyene, bakınıp aldın o çatalı,
Ve de bıçağı.
Gecenin sessiz sokaklarından sakince geçen ayaklarımız,
Yankılıyor bizlere zeminin seslerini;
Kulaklarımız karışıyor betona, asfalta, bördüre, çimenlere;
Şimdiyse sokağın sonundayız,
Süratle yaklaşan kamyonun ta karşısı.
Tutayım mı seni?
Cümlelerimle.
Dikkat et, tin eşim,
Affetmişimdir seni ben yıllar önce.
Onardığın trenler ulaşabildi durakların çoğuna,
Ama vardı eline taşlar alan artık canavarlar.
Kurtar beni,
Köşemde kalan öfkemden beni uzak tut.
Kayıt Tarihi : 9.1.2024 15:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Öfke" temalı bir şiir yazmam önerildiğinde yazmış olduğum şiirdir. Öfke yansıtması basit bir kavram olmadığından "ne hakkında yazsam hakkında acaba" diye dertlendim biraz.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!